5. Ceza Dairesi Esas No: 2014/288 Karar No: 2014/4058 Karar Tarihi: 10.04.2014
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/288 Esas 2014/4058 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tefecilik yapmak suçundan şüpheli B.B. hakkında yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi üzerine yapılan itiraz reddedilmiştir. Ancak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesi gereğince yeteri kadar delil toplanmadığı görülmüştür. Bu nedenle, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Kanun yararına bozma istemi ile dava evrakını Daireye tebliğ etmiştir. Daire, Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararı, 309. madde uyarınca bozmuştur. Kanun yararına bozma talebinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sunulan maddeler, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. ve diğer maddeleridir.
5. Ceza Dairesi 2014/288 E. , 2014/4058 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : KYB - 2013/388044
Tefecilik yapmak suçundan şüpheli B.. B.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 09/10/2012 tarihli ve 2012/29040(37) soruşturma, 2012/17216 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/11/2012 tarihli ve 2012/500 Değişik İş sayılı Kararının; Dosya kapsamına göre, şikayetçi Y.. T..’nun, şüphelinin tefecilik yaptığı iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair delil bulunmadığı, şikayetçi ile şüpheli arasındaki ihtilafın alacak verecek meselesinden kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde bulunduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinde yer alan "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme uyarınca, somut olayda şikayetçinin delil olarak ileri sürdüğü 18/02/2008 tarihli ve bila tarihli iki adet belgede; şüpheliden 6.680 yeni Türk lirası para alındığının ve karşılığında 13.360 yeni Türk lirası tutarlı senet verildiğinin şüphelinin ve adı geçen şahısların imzaları ile tevsik edildiği anlaşılmakla, ilgili belgeler üzerinde bilirkişi marifetiyle imza ve yazı incelemesi yaptırılıp, belgelerde adı geçen şahısların da tanık sıfatıyla beyanlarının tespitinden sonra mevcut deliller kapsamında bir karar verilmesinin gerekmesi karşısında, söz konusu şikâyet hakkında araştırma yapılmadığı, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı cihetle, anılan Kanunun 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 03/12/2013 gün ve 94660652-105-33-7072-2013/18105/73356 sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü: Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27/11/2012 gün ve 2012/500 Değişik İş sayılı Kararın CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 10/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.