12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/24668 Karar No: 2011/5802
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/24668 Esas 2011/5802 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/24668 E. , 2011/5802 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa 2. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/06/2010 NUMARASI : 2009/993-2010/821
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; TTK. nun 688/6.maddesi gereğince senette tanzim yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 689/son maddesine göre ise, tanzim edildiği gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Tanzim yeri olarak idari birim adı (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması yeterli olup ayrıca adres gösterilmesi zorunlu bulunmamaktadır. Senette bulunması zorunlu olan tanzim yeri ve tanzim edenin adresi senet keşidecisi için geçerli olup, T.T.K.’nun 614.maddesi hükmüne göre, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistlerin adreslerinin senette yazılı olması hali yukarıda açıklanan zorunluluğu gidermez.Somut olayda, takip dayanağı bonolarda TTK.nun 688/6. maddesi uyarınca tanzim yeri bulunmadığı gibi, aynı kanunun 689/son maddesine uygun biçimde bonoları tanzim eden borçlunun ad ve soyadı yanında yazılı bir idari birim adının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, tanzim yeri belirlenmeyen bu belgeler T.T.K.’nun 688/6.maddesi gereğince kambiyo senedi vasfında bulunmamaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-5 sayılı kararı ile de benimsendiği üzere İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince bu hususun icra mahkemesince res’en nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekir. O halde mahkemece, İ.İ.K.nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi yerine, imzaya itirazın esasının incelenerek kabulü doğru değil ise de sonuçta istem kabul edildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmekle beraber, anılan maddede tazminat ve para cezası öngörülmediği halde alacaklının icra inkar tazminatı ve para cezasına mahkum edilmesi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile; Bursa 2.İcra Hukuk Mahkemesi"nin 29.06.2010 tarih ve 2009/993 Esas, 2010/821 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının kötü niyet tazminatı ve para cezasına ilişkin 2-nolu bendinin karar metninden çıkartılmasına, İİK 366 ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca kararın düzeltilen bu şekli ile İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA),mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 07.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.