"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9.Hukuk Dairesince ; “
“Davacı taraf 5.2.2008 tarihli dilekçeyle; Türkiye Yol -İş Sendikası üyesi 100 işçi adına Ankara 10. İş Mahkemesi"nde seri dava açtıklarını, anılan davalarda dava konusunun seri nitelikte yemek ve koruyucu madde alacağı olduğu, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün 24.4.2006 tarihli dilekçesiyle davayı kabul ettiklerini. Dava açılmasına kendilerinin sebebiyet vermediklerini. Sendikanın kendilerine başvurusunun olmadığını beyan ettikleri. Mahkemece kendilerine Kuruma yapılan müracaatla ilgili belge örneği istendiği 2.6.2005 tarihli yazı ile söz konusu Genel Müdürlüğe başvuru belgesi sunulduğu. Mahkemenin davayı kabul edilmesine rağmen adlarına ücreti, vekalet takdir edilmediği, Yargılama gideri üzerlerinde bırakıldığı. Anılan Kararların HUMK 94" e aykırı olduğu. Çünkü davanın açılmasına Kurumun sebep olduğu. Davacı Yargıcın hükmü doğrudan etkileyen belgeyi ısrarla yok saydığı kısmi dava açılmasına rağmen konulan ücreti vekalet konusunda davalı Yargıcı rahatsız ettiğini. Açıkça tavır aldığı Avukatlık Yasası maddesi 164/son aykırı işlemler nedeniyle 40.000.00 YTL maddi zararı olduklarından söz ederek 400.00 YTL maddi tazminat ödenmesi isteminde bulunmuşlardır.
Davalı
Yargıç vekili, davacı Yargıcın karşı taraf için düşmanca tavır takınmasının söz konusu olmadığı, aynı hukuksal durumlarda aynı kararlar verildiği Sendikaya ait yazının işverene vardığına ilişkin posta alıntısı ya da evrak kayıt belgesi bulunmadığı. Yargıcın sorumluluğunu gerektiren bir durum olmadığı HUMK m.576/2. maddesi uyarınca müvekkili lehine 5.000 YTL manevi tazminat istemini karşı dava alt başlığı altında (Harçsız) istemiştir.
Davacı taraf, 17.3.2008 tarihli dilekçeyle davalı taraf savunusuna karşı çıkmışlardır. Özetle davalarının HUMK m 573 1 ve 2. bentlerine dayandığı davalının sorunun Avukatların kazançları ile olduğu. Yargıcın dosyadaki belgeyi görmemezlikten geldiği, karşı davanın ise istenemeyeceği. Dava dilekçesindeki temel savunusunu tekrarlamışlardır.
Oturum tutanaklarında özetle dilekçeler tekrarlanmıştır.
Davalı Yargıcın yönettiği Ankara 10. İş Mahkemesinin 2006/105 Esas Sayılı Dosya örnek olarak getirtilmiştir.
Anılan dosya ile eldeki dosyalar içerisinde tüm yazılı belgeler incelenmiştir.
Uyuşmazlığı hukuki niteliği "Hakimin Hukuki Sorumluluğu." Normatif dayanağı HUMK m 573-576, HUMK 94 ve Avukatlık Kanunu Mad. 164" dür.
Yargıcın sorumluğu HUMK m 573 de bentler halinde tüketici olarak sayılmıştır. Çünkü eylemlerin
Türk Ceza Kanununda paralel hükümleri bulunmaktadır. Yedi bentte yer alan sorumluluk hallerinden ilk bentte belirtilen; dostluk veya düşmanlık nedeniyle diğer taraf aleyhine kanuna ve adalete aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması. İkinci bentte yer alan; açık ve kesin olan bir kanun hükmüne aykırı şekilde karar verilmiş olması düzenlemeleri dava açısından önem taşımaktadır. Aynı olgular oturumda dinlenen davacıların açık ifadelerinden de anlaşılmaktadır.
İlk bent, mücerret kanuna aykırı bir kararın varlığı veya hataen usulsüzluk sonucu verilen kararları kapsamaz. Yargıcın kasdını somutlaştıramaz. Sorumluluğu gerektiren karar iki öğeyi bir arada taşımalıdır. Karar kanuna ve adalete aykırı olmalıdır. Yalnız kararın kanuna aykırılığı yetmez. Aynı zamanda da adalete aykırı olmalıdır. Çünkü kanuna aykırı olan bir karar adalete aykırı düşmeyebilir. Yasa koyucu bu düzenlemeyle hukukun salt biçimsel yanında adalet sorununu geride bırakmamıştır. Böyle durumda yargıcın kasdından sözedilemez. Bir üst kavram olan hakkaniyetin adalet üzerinde yer aldığı gözden uzak tutulmamalıdır.
İkinci bentte ise yargıcın subjektif öğe olan kasdına ihtiyaç bulunmamaktadır. Kanunun açık hükmüne aykırılık yoğun olmalıdır. Aykırılığın gerekçesinin izahı mümkün olmamalıdır.
Yargıç aleyhine açılan dava redle sonuçlandığında, aleyhine dava açılan yargıç tarafından açıkça maddi ve manevi tazminat istenilmeyeceği belirtilmişse hüküm verilemez. Aksi halde davalı yargıç yararına HUMK m 576/f-2 gereğince mahkemece kendiliğinden tazminata hükmolunur. İstek gerekmez. Dolayısıyla karşı davaya gerek bulunmamaktadır.
Somut olayda, taraflar arasında varlığı iddia edilen belge genel mahiyettedir. Anılan yazı seri olarak görülen davalarda her bir işçi için gereklidir. Başka bir anlatımla dava malzemesi her bir davacı için tarafça getirtilmelidir. Böyle hallerde mahkemenin pasifliği prensibi esastır. Öte yandan belgenin açıklığı, özellikle karşı tarafa varıp varmadığı kuşkuya yer vermemelidir.
Davalı Yargıç tarafından karar altına alınan örnek dosyada davalı Kurumun davayı HUMK m 94/f-2"ye göre de kabul ettiği tartışmasız olduğu gibi kabul dilekçesinde yazılı bir talebin bulunmadığı da ifade edilmiştir.
Öte yandan davalı vekili hakkaniyeti gerekçe göstererek düşük miktarda alacak davalarında davacılar lehine ücreti vekâlet takdir etmediği davacıların vekili bulunmadığı benzer davalarda prensip olarak uyguladığı emsal kararlardan anlaşılmaktadır.
Yukarıda anlatılan somut maddi olgular ve normların olaya uygunluğunun denetimi sonucunda HUMK m 573 de öngörülen koşulların oluşmadığı anlaşılmaktadır.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçelerle;
1- Davacıların açtığı maddi tazminat davasında HUMK.nun 573.maddesinin koşulları oluşmadığından davanın REDDİNE,
2-Davanın reddi nedeniyle HUMK.nun 576/2 maddesi uyarınca her davacıdan ayrı ayrı 200.00YTL alınmak suretiyle toplam 800.00YTL manevi tazminatın davalı yargıca ödenmesine,
3-Ret kararının beklentisi olarak HUMK.nun 576/2 maddesi uyarınca davacıların her birinin ayrı ayrı 170,00YTL şer para cezası ile cezalandırılmalarına, bu cezanın davacılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacılar lehine hükmedilen tazminat miktarı için 43,20 YTL, davanın reddi ile 14.00YTL ret kararı harcı olmak üzere toplam 57,20 YTL harçtan peşin olarak alınan 21,60 YTL nin mahsubu ile kalan 35,60 YTL karar harcının davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,
5-Davacıların yatırdığı 46,80 YTL yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6- Davalının yatırdığı 6,80 YTL yargılama giderinin davacılardan tahsili ile kendisine verilmesine,
7- Her ne kadar karşı dava olarak 5.000.00 YTL lik davalı tarafından karşı dava açılmış ise de bu davaya ilişkin olmak üzere başvuru ve nisbi harç yatırılmadığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup ilgili yasanın tekrarı mahiyetinde olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Ücret Tarifesinin 2. kısım 2 bölüm 15. bendi uyarınca 1.100 YTL ücreti vekaletin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,”
” dair oybirliği ile verilen 06.05.2008 gün ve 2008/4575-11741 sayılı kararın davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin hükmüne yönelik temyiz itirazları incelendi:
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ: Davacıların temyiz itirazlarının reddi ile 9. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 50.40 YTL baki harcın temyiz edenden alınmasına 09.07.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.