14. Hukuk Dairesi 2016/9796 E. , 2017/2629 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki mirasın hükmen reddi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 03.03.2016 gün ve 2015/15087 Esas ve 2016/2714 Karar sayılı ilamıyla temyiz isteminin reddine karar verilmişti. Davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır.
Davacı vekili, müvekkilinin miras bırakanı ...’ın öldüğünü, terekesinin borca batık olduğunu, mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dairemizin 03.03.2016 gün ve 2015/15087 Esas ve 2016/2714 Karar sayılı ilamıyla temyiz isteminin reddine karar verilmişti.
Davalı vekili, kararın düzeltilmesini talep etmiştir.
1) Davalı vekiline dökümü yapılan temyiz masrafları toplamının kesin süre içinde yatırılması için mahkeme tarafından muhtıra, 13.08.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Masrafın yatırılmamış olması nedeni ile de Dairemizin 03.03.2016 günlü kararı ile temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Davalı tarafından daha sonra dosyaya sunulan... makbuzlarının incelenmesi ile temyiz masraflarının verilen kesin süre içinde yatırılmış olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile temyiz isteminin reddi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Davacılar miras bırakanın ölüm tarihinde, terekesinin borca batık olduğunu belirtip bu sebeple terekenin borca batık olduğunun tespitine kararı verilmesini talep etmişlerdir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur. Yasal mirasçılar, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işleri yapmamış olmaları veya terekeyi sahiplenmemiş bulunmaları halinde terekenin ölüm tarihinde borca batık olduğu yönünde tespit kararı verilmesini isteyebilirler. Terekeyi sahiplenmiş olan veya sahiplenme anlamına gelen işleri yapan mirasçıların, bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmeleri Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olur. Hakkın açıkça kötüye kullanılmasını da hukuk düzeni korumaz.
Somut olayda, yukarıda anılan ilkeler uyarınca, davalıdan miras bırakanın son borç miktarının, miras bırakanın ölüm tarihinden sonra ödeme yapılıp yapılmadığının, yapılmışsa kim tarafından ve ne kadar ödeme yapıldığının sorulması ile ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün 28.08.2014 tarih ve 2014/3110 sayılı yazı cevabında ...’ın ölümünden sonra ... ortak olarak gösterilmiş olduğu dikkate alınarak, şirket hisselerinin davacıya intikalinin ne şekilde gerçekleştiğinin araştırılması ve ilgili evrakların temin edilerek bir sonuca varılması gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 03.03.2016 tarihli 2015/15087 Esas, 2016/2714 Karar sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin ilamın KALDIRILMASINA, yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yerel Mahkeme kararının BOZULMASINA, 03.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.