18. Hukuk Dairesi 2015/12747 E. , 2015/14131 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 435 ada 213 parsel sayılı taşınmazın ve ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda düzenlenen rapor hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki;
1-Dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde kabul edilerek ona göre değerlendirme yapan bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulmuş ise de; bu konuda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
Dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgelerden davaya konu taşınmaza 1980 yılında el atıldığı anlaşılmış olup, bu tarih itibariyle davaya konu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kalıp kalmadığı, kalmıyor ise belediye veya mücavir alan sınırları içinde olup olmadığı ve tüm belediye ve altyapı hizmetlerinden (yol, su, elektrik, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vd. gibi) yararlanıp yararlanmadığı, özellikle etrafının meskûn olup olmadığı, taşınmaz belediye nazım imar planı içinde ise Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/1 sayılı kararı uyarınca (nazım imar planı içinde bulunan ancak, belediye hizmetlerinden yararlanmayan ve meskûn yerler arasında yer almayan bir taşınmazın arsa olarak değerlendirilebilmesi için) bu plan içine alındığı tarih ve plandaki konumu, hangi amaçla plan kapsamına alındığı, yerleşim merkezlerine uzaklığı, sınırları ve mücavir alan içinde yer aldığı belediyenin nüfus ve yapılaşma yoğunluğu, genişleme hızı, taşınmazın altyapı hizmetlerine yakınlığı, ulaşım olanakları, kullanma biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma imkanları, bu verilere göre taşınmazın nazım planının hazırlanma amacı olan uygulama imar planı kapsamına alınmasının yakın bir olasılık olması vs. hususları araştırılmalıdır.
Bu hususlar belediye başkanlığından ve diğer ilgili merciilerden sorulup alınacak cevap yazılarına göre taşınmazın arsa niteliğinde olup olmadığının tesbit edilmeden arsa olarak değerlendirme yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması,
2-Kamulaştırma Yasasının 11.maddesinin (g) bendine göre arsalarda dava konusu taşınmazla karşılaştırılacak taşınmazların emsal niteliğinde olması zorunluluğu vardır. Emsal’in, sözcük anlamından da anlaşılacağı üzere, dava konusu taşınmaza, örnek teşkil edebilecek nitelikte olması gerekir. Örneğin, benzer yüzölçümlerde bitişik ya da yakın adalarda bulunmak, aynı imar müsaadesine sahip olmak, fiyatlarda en azından yaklaşık değerde olmak gibi nitelikler “emsal”in seçilmesine esas alınması gereken unsurlardandır.
Bilirkişi kurulu raporunda somut emsal olarak dava konusu taşınmazla karşılaştırılan taşınmaz 125 m² yüzölçümlü bir mağazanın banka tarafından yapılan satışına ilişkindir. Somut emsalin bulunduğu yer ve cinsi dikkate alındığında, satış işleminin zeminden çok üzerinde yer alan ticari işletmeye yönelik olduğu sonucuna ulaşılır. Bilirkişi kurulunca emsal taşınmaz üzerindeki yapının, değeri hesaplanıp satış bedelinden düşülerek zemine isabet eden bedel bulunmaya çalışılmış ise de, bu hesaplamada ticari işletmenin değerinin yer almadığı ve esasen böyle bir hesaplamanın objektif olarak yapılamayacağı kuşkusuz olduğundan, bu tür bir emsalin gerçek zemin değerine de ulaşılamayacaktır. Bu sebeple bilirkişi kurulunun emsal seçimini isabetli yaptığından söz edilemez. Emsalin özel amaçlı olmayan, özel nitelikleri bulunmayan taşınmaz satışlarından seçilmesi gerekir.
Bu hususlar dikkate alınmadan düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması,
3-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz şerhinin hükmedilen kamulaştırma bedeline yansıtılmamış olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.