Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 21.07.2010 tarih, 6223/19847 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, 21.04.2009 tarihinde yapılan menkul ihalesinde satışa çıkarılan mahcuzun finansal kiralama sözleşmesine konu olduğunu, sahibinin kendileri olmadığını, ilanın yurt çapında yayımlanan tirajı 50 binin üzerinde bir gazetede yapılması gerektiğini, ayrıca satış ilanı tebligatının da usulsüz olduğunu iddia ederek ihalenin feshini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği gerekmediği, ancak icra müdürlüğünce tebliğine karar verildiği takdirde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerektiği, somut olayda ise yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle ihalenin feshine karar verilmiş, temyiz üzerine de işbu karar Dairemizce 21.07.2010 tarihinde onanmıştır. 
İİK’nun 114.maddesinde, taşınır satışlarında yapılacak hazırlık işlemleri düzenlenmiş olup, satış ilanının taraflara tebliğine ilişkin bir zorunluluk getirilmemiştir. Ancak mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, icra müdürlüğünce bu hususun kararlaştırılması halinde, satış kararı gereğinin yerine getirilmesi ve bunun usulüne uygun olarak tebliği zorunludur.
Somut olayda icra müdürünce 18.03.2009 tarihinde menkulün satışına karar verilmiş olup, satış kararının içeriğinde satış ilanının tebliğine ilişkin bir hususa yer verilmediği,  sadece satış ilanının icra divanhanesine asılmak suretiyle ilanına karar verildiği, bu ilanın da 18.03.2009 tarihinde yapıldığı görülmüştür. İcra müdürlüğünce, satış kararında yer almadığı halde borçluya tebligat yapılması fuzuli işlem olup, bu tebligatın usulüne uygun olarak yapılamaması, şikayetçiye ihalenin feshini talep etme hakkı vermez. Mahkemece, borçluya usulüne uygun tebligat yapılmadığından bahisle ihalenin feshine karar verilmiş olması yukarıdaki açıklanan nedenler karşısında isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından alacaklı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 21.07.2010 tarih ve 2010/6223 E.2010/19847 K.sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05/04/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.