3. Hukuk Dairesi 2018/3959 E. , 2018/7074 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalının davacı idarenin abonesi olduğunu, kullandığı su bedellerine ilişkin ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili için davalı hakkında ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2012/3540 Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 4177,22 TL alacağa yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacı kuruma 2008 yılında dilekçe vererek aboneliğini sonlandırdığını, söz konusu su borcunun kendisinden sonra gelen kiracılara ait olduğunu, iptal dilekçesinin davacı idare tarafından kendisine verilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının davacıya su aboneliğini sona erdirmek için dilekçe verdiğini ispatlayamadığı, bu nedenle tahakkuk eden su borcunun tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/3540 Esas sayılı dosyasındaki kısmi itirazının kısmen iptaline, takibin 4.701,70 TL asıl alacak, 4.63 TL faiz, toplamı 4.706,33 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dava; abonelik nedeniyle tüketilen su bedelinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, abonelik sözleşmesinden kaynaklı itiraza konu su bedelinden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Eldeki davada, 181281/2 nolu abonenin 2006 Ekim ayından 2011 Temmuz ayı sonuna kadar ödenmeyen su tüketim bedellerinin tahsili amacıyla davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine 4701,70 TL asıl alacak, 8,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.709,82 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının borcun 532,04 TL’lik kısmını kabul ederek kalan kısma itiraz ettiği, takibin kabul edilen 532 TL yönünden devamına, kalan kısmı yönünden durdurulmasına karar verildiği, bu nedenle temyize konu iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK"nın 266. ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hâkim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK"nın 278-279. maddelerine göre; bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Somut olayda, raporu düzenleyen mali müşavir bilirkişinin su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı, bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Öte yandan, icra takip dosyasında takibe konu borcun 532,04 TL’lik kısmına davalı tarafından itiraz edilmemiş olup, takip kalan kısım yönünden durdurulmuştur. Ne var ki, bilirkişi bu hususu nazara almadan rapor düzenlemiştir. Yine bilirkişi tarafından, davalının davaya konu edilen borç döneminde su kullanıp kullanmadığı, su kullanımı halinde ödenmesi gereken su bedeli sözleşme ve yürürlükte olan ilgili mevzuat hükümleri uyarınca irdelenmemiştir. Rapor bu hali ile hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli değildir.
Hemen önemle belirtilmelidir ki, davalı aboneliğin sonlanması için davacıya 2008 yılında dilekçe verdiğini, ancak davacı İdarenin bu dilekçe örneğini kendisine vermediğini savunarak mahkemeden bu dilekçenin celbini talep etmiştir. Davacı ... ise, ilgili yerde 22.07.2011 tarihinde dava dışı Yakup Özer’in su aboneliğinin başladığını, bu nedenle davalının aboneliğinin otomatik olarak sonlandırıldığını, davalıya ait kapatma dilekçesinin 2011 yılına ait kapatma dilekçeleri arasında bulunamadığını bildirmiş, mahkemece de davacının bu yetersiz beyanına itibar edilmiştir. Ne var ki, davalı 02.11.2017 tarihli temyize ek dilekçesinde kendi imkanlarıyla abonelik kapatma dilekçesini temin ettiğini belirterek davacıya aboneliğin sonlandırılması için verdiği 15.12.2008 tarihli dilekçesini ibraz etmiştir.
Öte yandan, HMK 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır.
Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Somut olaya gelince; davalı icra dosyasında takibe konu borcun bir kısmını kabul etmiş ve davacı tarafından da, takibe konu toplam alacaktan daha azı olan 4177,22 TL alacağa yapılan itirazın iptaline karar verilmesi dava edilmiştir. Ne var ki, dava dilekçesinde dava konusu edilmemiş olmasına rağmen, hüküm yerinde takibe konu toplam alacak üzerinden değerlendirme yapılarak 4701,70 TL asıl alacak, 8,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.709,82 TL yönünden itirazın iptaline hükmedilmiş, bu haliyle talep aşılarak hüküm kurulmuştur. Talep aşılarak karar verilemez.
O halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, davalının abonelik iptal dilekçesi davacının ilgili biriminden sorulup etraflıca araştırılmak suretiyle gelecek yazı cevabı doğrultusunda, dosyanın su tüketim hesabı konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, davaya konu alacak döneminde yürürlükte olan ilgili mevzuat ve abonelik sözleşmesi hükümleri değerlendirilerek hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle ve taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte belirtilen nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.