Esas No: 2021/4999
Karar No: 2022/373
Karar Tarihi: 18.01.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/4999 Esas 2022/373 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/4999 E. , 2022/373 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Nitelikli hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : O yer Cumhuriyet Savcısı, sanıklar ... ve ...
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanıklar ..., ... ile ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelenmesinde;
Olaydan sonra çalınan araçta meydana gelen hasarın, sanıkların eylemlerinin aracın mülkiyetine yönelik olması, hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusunun ve korunan hukuki yararın aynı olması nedeniyle, ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı göz ardı edilerek, beraatleri yerine yazılı biçimde mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; bu yönde kanun yararına bozma yoluna gidilebileceği mümkün görülmüştür.
14.04.2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000 (dahil) TL'ye kadar olan adli para cezalarından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, sanıklar hakkında ayrı ayrı tayin edilen 2.000 TL adli para cezalarına ilişkin hükümlerin, cezaların türü ve miktarı itibariyle temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca o yer Cumhuriyet Savcısı ile sanıklar ... ve ...’un temyiz itirazlarının tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelenmesine gelince;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; nitelikli hırsızlık suçunun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik; olaydan sonra çalınan araçta meydana gelen hasarın, sanığın eyleminin aracın mülkiyetine yönelik olması, hırsızlık suçunun konusu ile mala zarar verme suçunun konusunun ve korunan hukuki yararın aynı olması nedeniyle, ayrıca mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden, bu suçtan da hükümlülük kararı verilmesi,
2-Katılanın ve sanıkların aşamalarda alınan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre; olaydan önce katılanın arızalanan aracını aynı zamanda tanıdığı olan sanayide çalışan sanıklardan ...’ın işyerine götürdüğü, sanık ...’ın bu sırada bir şekilde aracın yedek anahtarını yaptırarak yanında bulundurduğu, olay günü olayın meydana geldiği mahalde hep birlikte bulunan sanıklardan ...’ın bu şekilde haksız yere bulundurduğu yedek anahtar ile aracı çalıştırdığı, ardından diğer sanıkların da araca binerek hep birlikte olay yerinden uzaklaştıkları olayda; sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 142/2. maddesinin (d) bendine uyduğu gözetilmeyerek, aynı Kanun'un 142/1. maddesinin (b) maddesi ile hüküm kurulması,
3-Hırsızlık suçuna konu aracın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak TCK'nın 61. maddesi uyarınca sanıklar hakkında temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gerekirken yazılı şekilde alt sınırdan hüküm kurulması,
4-Katılanın ve sanıkların aşamalarda alınan beyanları, kolluk görevlileri tarafından hazırlanan tutanaklar ile tüm dosya kapsamına göre; olayın meydana geliş saatinin 23:00 sıraları olduğunun anlaşılması karşısında, eylemin gece işlendiğinin kabulü ile sanıklar hakkında TCK'nın 143. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
5-Sanık ... tarafından yedek anahtarla aracın çalıştırılmasının ardından, olay mahallinde bulunan diğer sanıklar ..., ... ve ...’ın araca binerek hep birlikte olay yerinden uzaklaştıklarının anlaşılması karşısında; olayın başından itibaren fikir ve eylem birliği içerisinde suça katılan sanıklar ..., ... ve ...’ın suçun asli faili oldukları gözetilmeden, adı geçen sanıklar hakkında TCK’nın 37/1. maddesi yerine yardım eden sıfatı ile sorumlu oldukları gerekçesiyle TCK’nın 39/2-a maddesi ile hüküm kurulması,
6-29.03.2014 tarihli tutanak içeriğine göre, kolluk görevlilerinin telefonla irtibat kurdukları sanık ...’ın aracın yerini bildiğini ve getirmek istediğini söyleyerek 29.03.2014 tarihinde aracı İl Emniyet Müdürlüğü’ne getirdiği, ancak araçta 700 TL’lik hasar olduğunun anlaşılması karşısında; TCK'nın 168/4. maddesi uyarınca katılandan kısmi iade nedeniyle sanıklar hakkında ceza indirimine rıza gösterip göstermeyeceği açıkça sorulduktan sonra sonucuna göre TCK'nın 168/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
7-Kısa süreli hapis cezası ertelenen sanıklar ..., ... ve ... hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanması suretiyle aynı Kanun’un 53/4. maddesine aykırı davranılması,
8-Tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık ... hakkında TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması,
9-Araçta oluşan hasarın karşılanmamış olması ve sanıklardan ...’ın kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunması sebebiyle her ne kadar haklarında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin uygulanma şartları oluşmuyor olsa da, anılan maddenin uygulanmama gerekçeleri arasında sanıkların yeniden suç işlemeyecekleri yönünde kanaate varılamadığı da gösterilmek suretiyle TCK'nın 51. maddesinin uygulanma gerekçesi ile çelişki yaratacak şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı ile sanıklar ... ve ...’un temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 18.01.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.