10. Hukuk Dairesi 2018/74 E. , 2018/1671 K.
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Dava, 18.11.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya bağlanan gelir, ödenen geçici iş göremezlik ve yapılan tedavi masrafları nedeniyle uğranılan Kurum zararının 5510 sayılı Yasa"nın 21. maddesi hükümlerine göre tahsili istemine ilişkin olup Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de bozma ilâmının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Önceki bozma ilâmında "İş kazası nedeniyle gelire giren sigortalıya bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin tespiti kapsamında; bağlanan gelirlerin Peşin Sermaye Değeri Hesap Tablosunda 5510 sayılı Yasanın 54. maddesi gereğince mahsup işlemi yapıldığı, mahsubu yapılan bu gelirin içerisinde artışlarda bulunduğundan; anılan madde gereği davalının tazminle sorumlu olduğu ilk peşin sermaye değerli gelir miktarının; gelirin başladığı tarih itibariyle 5510 sayılı Yasanın 54. maddesi uyarınca indirilmiş hali üzerinden hesaplanan ilk peşin sermaye değerli gelir miktarına, indirme tarihine kadar yapılan fark fiili ödeme miktarının da eklenmesi suretiyle belirlenerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir." şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak karar bozulmuştur.
Bozma ilamına uyulmasına rağmen bozmanın gerekleri mahkemece tam olarak yerine getirilmemiştir. Mahkemece bozma ilamından sonra davacı Kuruma yazı yazılmış, gelen yazı cevabında 01.02.2012 tarihinden itibaren aylık bağlanması nedeniyle anılan tarihten itibaren iş kazasından bağlanan gelirin yarıya indirildiği, 11.502,50 TL gelir ödemesi ve 2.276,23 TL fiili ödeme yapıldığı belirtilmiş olmakla birlikte Mahkemece, temyiz eden davalının daha aleyhine ilk peşin değerli gelir hesabı sonucunun çıktığı, bu duruma göre davacı Kurumun temyiz istemi olmadığından ve aleyhe temyiz yasağı gereği davalı taraf lehine olan ilk karar gibi karar verilmek gerektiği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Bozma öncesinde verilen kararda ilk peşin sermaye değerli gelir 12.117,83 TL olarak kabul edilmiş ve bu meblağın kusur oranı karşılığına hükmedilmiş ise de dosya kapsamında gelir miktarının yarısının 9.297,66 TL, fark fiili ödemesinin ise 1.388,11 TL olduğu görülmekle; Mahkemece, ilk bağlanan gelirin bağlama tarihi itibariyle yarıya indirilmiş haline, gelirin başladığı tarihten indirme tarihine kadar yapılan fiili ödeme miktarının yarısının da eklenmesi suretiyle belirlenecek değere davalının kusur oranı uygulanmak suretiyle davalının tazminle sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir.
Ne var ki bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Hükmün 1. bendindeki "Davanın kabulüne" ibaresinin silinerek yerine "Davanın kısmen kabulüne" ibaresinin, "8.482,48 TL" ibaresinin silinerek yerine "7.480,04 TL" ibaresinin, "10.513,10 TL" ibaresinin silinerek yerine "9.510,66 TL" ibaresinin yazılmasına,
Hükmün 2. bendinde yer alan "718,14 TL harcın" ibaresinin silinerek yerine "649,67 TL harcın" ibaresinin yazılmasına,
Hükmün 3. bendinin silinerek yerine "Davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 1.454,50 TL"nin kabul red oranına göre 1.315,82 TL"sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 138,68 TL"sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine" ibaresinin yazılmasına,
Hükme 6. bend olarak "Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT"e göre 1.002,44 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.