Esas No: 2021/41
Karar No: 2022/606
Karar Tarihi: 06.07.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/41 Esas 2022/606 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/41
KARAR NO : 2022/606
DAVA : Alacak (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin medikal sektöründe faaliyet yürüttüğü, davalı şirket ile arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ilişkinin mal alım satımı ile ödünç para verilmesi şeklinde gerçekleştiğini, davacı şirketin 07/05/2016 tarihi itibariyle davalıdan 4.822,36 TL alacaklı olduğu, davalıya yapılan tüm çağrılara rağmen ödeme yapılmadığını belirterek 4.822,36 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ekinde sunulan cari hesap dökümünde belirtilen vergi numarasının kendi şirketlerine ait olmadığını, davacı şirkete herhangi bir borçlarını olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan cari hesap alacağı istemine ilişkindir.
DELİLLER:
-Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 29/06/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Davacı ticari defter ve kayıtları,
-Maltepe Vergi Dairesi Müdürlüğünün 29/06/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Doğanbey Vergi Dairesi Müdürlüğünün 25/12/2021 tarihli yazısı ve eki,
-Bilirkişi ...'un 01/03/2022 tarihli raporu,
-Ankara ... ATM'nin .../... talimat dosyasında alınan davalı şirket yetkilisinin yeminli beyanı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı şirketin, davalı ile aralarında mal alım satımı ve ödünç para verilmesi işleminden kaynaklanan cari hesap ilişkisi bulunduğu ve davalıdan alacaklı olduğunu iddia ettiği ve iş bu dava ile alacağın tahsili isteminde bulunduğu, mahkememizce dava dilekçesi ekinde sunulan cari hesap dökümündeki vergi numarasının davalı şirkete ait olmadığının tespit edilmesi üzerine davacıdan bu konuda açıklama istenildiği, davacının 15/06/2021 tarihli dilekçesi ile davalı şirketin ortağı ... ile şahıs şirketi olduğu dönemde ticari ilişkisinin başladığı daha sonra bu ilişkinin davalı şirket ile devam ettiği ve davalı şirketten alacaklı olduklarını bildirdiği, mahkememizce davacının ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayandığı dikkate alınarak tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verildiği, öncelikle davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazıldığı, talimat mahkemesince davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davalı şirketin dava konusu uyuşmazlık dönemine ilişkin ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı ve bulunduğu yeri bildirmediği, bu nedenle davalı ticari defter ve kayıtlarının incelenemediği, davacının defter ve kayıtlarının incelenmesi için dosyanın mahkememizce bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından yapılan incelemede davacının 2015 yılına ait envanter defterini sunmadığı bu nedenle 2015 yılına ait defter ve kayıtların birbirini doğrulayıp doğrulamadığının tespit edilemediği, davacının 2015 yılına ait defterlerinin kendisi aleyhine, 2016 yılına ait defterlerinin ise kendisi lehine delil vasfına sahip olduğu, 2015 yılına ait defter ve kayıtlara göre taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin sıfırlandığı, 2016 yılı defterlerine göre ise de davacının davalıdan 4.822,36 TL alacaklı olduğu, dava dışı ...'in davalı şirketin ortak ve müdürü olduğu, taraflar arasındaki alacak ilişkisinin davalı şirket ile ilgili olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, 6100 sayılı HMK'nun 222.maddesine göre ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamasının şart olduğu, ayrıca bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerin sahibi veya halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunların aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi yahut defter ve kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerler ile ispatlanmamış olması gerektiği, diğer tarafın anılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı, bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtların birbirinden ayrılamayacağı, açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtları birbirini doğrulamayan ticari defter ve kayıtların sahibi aleyhine delil olacağı, bu kapsamda yapılan incelemede her ne kadar davalı tarafından usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defter ve kayıtlar sunulmamış ve davacı kendi defter ve kayıtları ile yasal olarak iddiasını ispat edebilecek ise de davacının kendisine yapılan usulüne uygun ihtarata rağmen uyuşmazlık dönemi olan 2015-2016 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını eksiksiz şekilde bilirkişiye teslim etmediği, davacının 2015 yılına ait envanter defterinin incelenemediği, bu nedenle davacının 2015 yılına ait defter ve kayıtlarının kendisi lehine delil vasfına sahip olmadığı, davacının 2016 yılına ait defterleri kendisi lehine delil vasfına sahip ise de davacının söz konusu cari hesap alacağının dayanağını dava dilekçesinin ekinde sunduğu ve davalı şirkete ödünç olarak verildiğini bildirdiği 20/12/2015 tarihli 6.000,00 TL'lik havale işleminin oluşturduğu, bu işlem 2015 yılında gerçekleştirildiğine göre davacının iddiasının ispatı bakımından 2015 yılı defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması ve kendisi lehine delil vasfına sahip olması gerektiği, bu koşul gerçekleşmediğinden davacının ticari defter ve kayıtlarının kendisi lehine delil olarak kabulüne olanak bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı, mahkememizce yemin deliline başvurup başvurmayacağını açıklamak ve yemin metnini sunmak üzere davacı vekiline 08/04/2022 tarihli celsede açıklama yapmak üzere kesin süre verildiği, davacı vekilinin yasal süresi içerisinde 22/04/2022 tarihli dilekçesi ile yemin deliline başvurmak istediğini açıkladığı ve yemin metnini sunduğu, mahkememizce davalı şirketin bulunduğu mahal mahkemesine bu hususta talimat yazıldığı, Ankara ... Asliye Ticaret Mahkemesinin .../... talimat sayılı dosyasında davalı şirket yetkilisinin kendisine yapılan çağrıya uyduğu ve 29/06/2022 tarihli celsede yeminini eda ettiği, davacı şirketten herhangi bir şekilde borç para alınmadığı ve dava tarihi itibariyle davacı şirkete borçlu olmadığını beyan ettiği, davacı tarafça ayrıca delil olarak dava dilekçesi ekinde sunulan havale dekontuna dayanılmış ise de söz konusu dekontta açıklama kısmında "...-.... ... Gönderilen Havalemiz" açıklamasının bulunduğu, yerleşik Yargıtay uygulamasına göre bir miktar paranın ödünç verilmesi açıklamasını içermeyen havale işlemlerinin borç ödemesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, söz konusu dekontta bu yönde herhangi bir kayıt da bulunmadığı dikkate alındığında davacının alacak iddiasını ispat edemediği, iddianın ileri sürülüş biçimi, savunmanın kapsamı ve mahkememizce yapılan incelemenin niteliğine göre başkaca araştırma yapılmasına lüzum bulunmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL peşin harcın davacı tarafından yatırılan 82,36 TL peşin harçtan mahsubu ile 1,66 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalının dava şartı zorunlu arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı, görüşmelerin bu nedenle gerçekleştirilemediği ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinin haklı çıktığı halde davalıya yükletilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 750,00 TL bilirkişi ücreti ve 198,50 TL müzekkere-tebligat giderinden oluşan toplam 1.088,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı dava ve duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13/1-4 maddesine göre hesap ve takdir edilen 4.822,36 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-6100 sayılı HMK'nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansından bakiye miktarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara İADESİNE,
6-İzmir Arabuluculuk Bürosu'nun .../... sayılı arabuluculuk dosyasında suçüstünden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-11-13. maddesi uyarınca davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair, 6100 sayılı HMK'nın 341 vd. Maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2022
Katip ...
E-İMZA
Hakim ...
E İMZA
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.