22. Hukuk Dairesi 2017/13127 E. , 2018/10916 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacalarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdinin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, işverenin davacının iş akdini haksız nedenle feshettiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından feshinin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunmasının işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Somut olayda davacı davalı şirkete ait iş yerinde motorlu kurye olarak 3 yıl 5 ay 11 gün süre ile çalışmış olup iş sözleşmesi "24.01.2013 tarihinde hastadan nakit olarak aldığı 20,00 TL ücreti kasaya koymayarak kendi zimmetine geçirmesi” gerekçesi ile davalı işveren tarafından feshedilmiştir. Davacı dava dilekçesinde olay günü doktordan aldığı patolojik parçayı laboratuvara teslim ettiğini, 20,00 TL parayı da muhasebe elemanları ve sekreter öğle yemeğinde olduğu için teslim edemediğini, öğleden sonra 16.00 civarı 20,00 TL ile birlikte topladığı diğer paraları da davalı şirkete teslim ettiğini iddia etmiştir. Olayla ilgili 28.01.2013 tarihli tutanak da davacının elden aldığı 20,00 TL hasta ücretini kasaya koymadığının tespit edildiği yapılan incelemede söz konusu meblağın davacıya verildiği ancak davacının parayı kasaya koymadığının saptandığı daha önce de benzer olaylar nedeni ile birkaç kez uyarıldığı belirtilmiştir. Tutanak tanıklarından Arzu Namlının “ ücret ödemesi ile ilgili davacıyı aradığında hastanın ücreti alındımı diye sorduğunu davacının da rapor sonuçlandığında birlikte vereceklerini söylediğini “ beyan ettiği, tutanak tanıklarından Hanife Öztürkün ise müşterek tanık olarak dinlendiği ve “ ücretin davacıya verilip verilmediği ile ilgili karşı kurumun sekreterini aradığını sekterin simirle birlikte ücreti de davacıya teslim ettiğini söylediğini” beyan ettiği görülmüştür. Dosya içerisinde 13.10.2011 tarihli tutanakta “ 1.230,00 TL olarak kesilen faturanın davacı tarafından 1.200,00 TL olarak teslim edildiğinin, kendisine sorulduğunda karşı taraftan eksik ödendiğini söylediği ancak yapılan incelemede doktorun sekreterinin bedeli tam ödediklerini ifade ettiği”, 05.04.2012 tarihli tutanakta ise “ 04.04.2012 de yapılan kasa kontrolünde şirkete kesilen 124 TL faturanın davacı tarafından 100 TL olarak verildiğinin tespit edildiği şirketle görüşüldüğünde paranın tam teslim edildiğinin öğrenildiği “ hususlarının yazılı olduğu ve yine müşterek tanık ... ün tutanak tanığı olarak yer aldığı ve duruşmada “ bu şekilde daha önce de test sonucu verildiği halde ücretin teslim edilmediğinin olduğunu, feshe konu bu olayın bilgisi dahilinde olan 3. olay olduğunu ve yine davacı tarafından yapıldığını başka çalışanlar tarafından yapılmadığını" beyan ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre davacının feshe konu olayda müşteriden aldığı 20,00 TL ücreti kasaya koymayarak uhdesinde tuttuğu ve dava dilekçesinde olay günü saat 16.00 da parayı kasaya teslim ettiğini beyan etmesine karşılık olaydan 4 gün sonra tutulan 28.01.2013 tarihli tutanakta paranın kasaya teslim edilmediğinin tespit edildiği ve davacının bu tür davranışlarının tekrar eder şekilde devam ettiği görüldüğünden davacının eyleminin kötü niyetli ve doğruluk ve bağlılığa aykırı olduğu anlaşılmakla Mahkemece işverence yapılan feshin haksız kabul edilmesi isabetli olmamıştır. Feshin haklı nedene dayandığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.