23. Hukuk Dairesi 2014/7255 E. , 2015/602 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davacı vekilince duruşmasız, asıl ve birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. ... ... ile asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. ..."nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, asıl davada müvekkili ile davalı şirket arasında 27.08.2008 tarihinde yeminli mali müşavirlik sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak 07.01.2009 tarihli 73.095,02 TL bedelli fatura düzenlediğini, ancak davalının faturaları iade ettiğini, bu nedenle girişilen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davalı arasında iki ayrı sözleşme imzalandığını, davacının Ekim 2008 tarihinden itibaren sözleşmeler uyarınca edimlerini yerine getirmediğini, KDV iade raporlarının zamanında teslim edilmemesi nedeniyle, müvekkilinin 2008 Mayıs-Ekim dönemine ait 152.497,86 TL KDV"yi tahsil edemediğini, bu nedenle 12.05.2009 tarihli noter ihtarı ile sözleşmenin feshedildiğini ve fahiş düzenlenen faturanın iade edildiğini, davacının iadeyi kabul edip 22.01.2009 tarihli 12.720,40 TL bedelli yeni bir fatura düzenlendiğini, bu faturanın ödendiğini savunarak, davanın reddi ile %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Birleşen .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2010/595 esas dosyasında 12.750,00 TL bedeli fatura alacağının tahsili için ... İcra Müdürlüğü"nün 2009/34179 sayılı icra dosyası ile girişilen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava ve takip konusu faturanın ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; birleşen dosyada talep edilen alacağın ödendiği, ödenen bu faturanın, hizmet bedeli olarak düzenlenen 73.095,02 TL bedelli faturadan ayrı olarak ve mükerrer düzenlendiği, ödenen bedel düşülerek kalan bedelden davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine, asıl davada kabul edilen asıl alacak üzerinden icra tazminatına, birleşen davada ise mükerrer takip nedeniyle davalı yararına kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Taraflar arasında süregelen bir hizmet sözleşmesi olduğu, sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği ve hizmet bedeline karşılık biri mükerrer olmak üzere 2 fatura düzenlenerek ve takibe konu edildiği sabittir. Davacı yan sonradan düzenlenen faturanın sebebi konusunda herhangi bir açıklamada bulunmazken, davalı taraf bu faturanın taraflar arasında varılan mutabakat gereğince düzenlenerek ödendiğini savunmaktadır. Bu durumda sonradan düzenlenerek ödenen faturanın; taraflar arasındaki ticari ilişkinin seyrine, ticari teamüllere, ticari örf ve adete göre borcun yenilenmesi mahiyetinde kabul edilip edilmeyeceği hususu üzerinde durularak, gerekirse bu konuda bilirkişilerden ek rapor da alınıp, oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşünceyle, mükerrer faturanın mahsubu ile kalan bedele hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl ve birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, asıl ve birleşen davada davalıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak asıl ve birleşen davada davalıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.