Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8667
Karar No: 2017/2586
Karar Tarihi: 30.03.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/8667 Esas 2017/2586 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/8667 E.  ,  2017/2586 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.06.2005 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkili ile tarafların ortak murisi ... arasında noterde düzenleme şeklinde yapılan 10.01.1995 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile murisin, kök muris ... adına kayıtlı olan 51 adet taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını oğlu olan müvekkiline satmayı vaad ettiğini, dava konusu taşınmazların zilyetliğinin müvekkiline devredildiğini ve satış bedelinin de ödendiğini ancak tapuda devir işlemlerinin yapılmadığını ileri sürerek vaat borçlusu ... adına kayıtlı hisselerin iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar, on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın esastan da reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09.05.2012 tarihli 2012/5754 Esas, 2012/6650 Karar sayılı ilamıyla dava konusu 42 adet taşınmazda vaat borçlusu ... adına kayıtlı hisse bulunmadığı, tarafların ortak murisi ve vaat borçlusunun eşi ..."den gelen hisselerin davalılara intikal etmiş olup davalıların elbirliği mülkiyetinin ortakları olduğu, bu nedenle kurulan hükmün infaz kabiliyetinin bulunmadığı, mahkemece bu parseller yönünden satış vaadine konu ve ortak muris ..."den vaat borçlusu ..."ye düşen ve davalılara intikal eden hisselerin tespiti ile bu hisseler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği; dava konusu diğer 7 adet taşınmazın da halen ortak muris ... adına kayıtlı olup bu taşınmazlar yönünden de vaat borçlusu ..."nin payının, davacı vaat alacaklısı ..."nin payına ilave edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği; dava konusu 351 ve 357 parsel yönünden ise tapu kayıtlarında paydaş olarak görünen Kadir kızı ... ve Derviş kızı ..."in vaat borçlusu ... ile aynı kişi olup olmadıklarının araştırılarak gerekirse tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi için davacıya süre verilmesi gerektiği, ayrıca vaat borçlusu ..."nin mirasçısı ..."ın yargılama devam ederken öldüğü anlaşıldığından mirasçılarının saptanıp davaya katılmalarının sağlanması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile dava konusu 42 adet taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile tarafların ortak murisi ..."den eşi ..."ye düşen 1/4 hissenin tamamının davacı adına tesciline, dava konusu 7 adet taşınmazda ise vaat borçlusu ..."nin payının davacının payına ilave edilmek suretiyle tapuya tesciline, dava konusu 351 ve 357 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
    Somut olayda, davacı vaat alacaklısı ..."nin yargılama esnasında 28.05.2012 tarihinde vefat ettiği ancak mirasçılarının davaya katılımlarının sağlanmadığı, bu haliyle davacının terekesinin halen elbirliği mülkiyetine tabi olduğu anlaşılmaktadır.
    Elbirliği halinde mülkiyette, somut olayda olduğu gibi mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Türk Medeni Kanununun 701 ila 703. maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan her birinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil ortaktır. Yine bu tür mülkiyette, işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir.
    Türk Medeni Kanununda bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki açtığı bu davaya devam edilebilmesi için kural olarak öteki ortakların açılan davaya olur vermeleri ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile sürdürülebileceği benimsenmiş olup bu kural davayı açan kişinin yargılama sırasında vefat etmesi halinde de geçerlidir. Mahkemece, dava ehliyetinin varlığı re’sen araştırılması gereken hususlar arasında bulunduğundan davaya katılmayan ortakların olurları alınmaksızın veya Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülebileceği gözardı edilerek davanın esası incelenmek suretiyle karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre de, bozmaya uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmeyerek kurulan hükmün infaza elverişli olmaması da doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ..."nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi