Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili borçlu belediye aleyhine, 15.12.2009 tarihli” temlikname “ ye dayalı genel haciz yoluyla icra takibine geçmiştir.
Adı geçen kurum adına çıkartılan ödeme emrinin “evrak memuru ..... ’ye 20.1.2010 tarihinde tebliğ edildiği” görülmektedir.
7201 Sayılı Tebligat Kanununun 12. maddesi ile ilgili tebligat tüzüğünün 17/2 ve 18/1. maddelerinde tebliğ işleminin tüzel kişinin selahiyetli mümessiline yapılması, tebliğ yapılacak kimse herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda oldukları taktirde tebliğin, hükmi şahsın o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. 1580 Sayılı Belediye Kanununun 100. maddesine göre Belediyeyi, belediye başkanı temsil eder, ödeme emrinin yukarıda açıklandığı üzere, bizzat belediye başkanına tebliğ edilmesi, bulunmadığı ahvalde bu hususun tebliğ zarfına şerh düşülerek, yetkili kılınan kişilere tebliğin yapılması gerekir.
Somut olayda, yapılan tebliğ işleminde tebliğ memurunca belediye başkanının veya ondan sonraki yetkili kişinin tebligat yapılacak adreste bulunup bulunmadığı araştırılmadan tebliğ işlemi gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle yapılan tebliğ usulsüz olup, Tebligat Kanununun 32.maddesi uyarınca şikayet kabul olunarak ödeme emri tebliğ tarihinin tebligattan haberdar olunduğu bildirilen 5.3.2010 tarihinde yapıldığının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu yöne ilişkin istemin reddine dair hüküm tesisi sabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.