3. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/21072 Karar No: 2018/7015 Karar Tarihi: 25.06.2018
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/21072 Esas 2018/7015 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2016/21072 E. , 2018/7015 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, abone olan davalının fatura borcundan sorumlu olduğunu , davalı borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin itiraz nedeni ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir . Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, esastan da reddinin gerektiğini belirtmiştir . Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir . 1-Her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır. Ne var ki, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması ve tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması gibi hallerde işin esası hakkında infaz kabiliyeti olan bir hüküm kurulmamaktadır. Somut olayda, dosyada yeralan davacı kurum yazısından 06/11/2015 itibari ile davalı adına olan aboneliğe ilişkin borcun bulunmadığının bildirildiği, diğer anlatım ile yargılama devam ederken davaya konu borcun davalı tarafından ödendiği anlaşılmaktadır . Buna göre mahkemece, dava açıldıktan sonra yapılan ödeme nedeni ile konusuz kalan dava hakkında, karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir. Somut olayda, dava açıldıktan sonra yapılan ödeme gereği davanın kabul edilmemesi nedeniyle davacının haksız çıkmasına rağmen yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Bu durumda; dava açıldıktan sonra yapılan ödeme nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davacı yararına AAÜT göre vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.