Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/2198
Karar No: 2021/3091
Karar Tarihi: 24.03.2021

Özel hayatın gizliliğini ihlal - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/2198 Esas 2021/3091 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanıkların özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıkların müdafi ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekte ve dosya yeniden incelenmektedir. Mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği belirtilerek, kararda başlık, sorun, gerekçe ve sonuç (hüküm) bölümlerinin bulunması gerektiği ifade edilmektedir. Kararın hukuka uygun şekilde verilmediği belirtilerek, hükümlerin isteme aykırı olarak bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri olarak TCK'nın 134/2, 62, 53/1-2-3, 58/1-7, 63 ve 54. maddeleri belirtilmiştir. TCK'nın 134. maddesinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu düzenlenmektedir. 134/2. maddesi görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu düzenlerken, 134/1. maddesi ise ifşa etmek suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu düzenlemektedir. 62, 53/1-2-3 ve 58/1-7. maddeleri ise bu suçların cezalarını belirlemektedir. 63. madde ise tutukluluk veya gözaltında geçirilen sürenin hesaplanması için önemlidir. Son olarak, 54. madde ise adli emanete kayıtlı eşyaların müsaderes
12. Ceza Dairesi         2020/2198 E.  ,  2021/3091 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
    Hükümler : 1- Sanık ... hakkında mağdur ..."e yönelik özel hayatın gizliliğini
    ihlal suçundan dolayı TCK"nın 134/2, 62, 53/1-2-3, 58/1-7. maddeleri gereğince mahkumiyet
    2- Sanıklar ..., İlknur ve ... hakkında mağdur ..."e yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK"nın 134/2, 62, 53/1-2-3. maddeleri gereğince ayrı ayrı mahkumiyet
    3- Haklarında mahkumiyet kararı verilen sanıkların tutuklulukta ve/veya gözaltında geçirdikleri sürelerin hükmedilen cezalarından TCK"nın 63. maddesi gereğince indirilmesi
    4- Adli emanete kayıtlı eşyaların TCK"nın 54. maddesi gereğince müsaderesi


    Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre;
    1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 ve 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının karşıoy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunlu olup, hüküm; başlık, sorun, gerekçe ve sonuç (hüküm) bölümlerinden oluşmalıdır. “Başlık” bölümünde, hükmü veren mahkemenin adı, mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hakimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt katibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanuni temsilcisinin ve müdafiin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği, beraat kararı dışında suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, sanığın gözaltında veya tutuklu kaldığı tarih ve süre ile halen tutuklu olup olmadığı belirtilmeli, “sorun” bölümünde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ortaya konulmalı, “gerekçe” kısmında mevcut deliller tartışılıp değerlendirildikten sonra, hükme esas alınan ve reddedilen deliller belirlenmeli, delillerle sonuç arasındaki bağ üzerinde durularak, niçin bu sonuca ulaşıldığı anlatılmak suretiyle hukuki nitelendirmeye yer verilmeli ve sonuç bölümünde açıklanan uygulamaların dayanaklarına değinilmeli, “sonuç (hüküm)” kısmında ise CMK"nın 230 ve 232. maddeleri uyarınca aynı Kanunun 223. maddesine göre verilen kararın ne olduğu, 5237 sayılı TCK"nın 61. ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre uygulanan kanun maddeleri ve hükmolunan ceza miktarı, yine aynı Kanunun 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkumiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbiri, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanaklar, kanun yollarına başvurma ve tazminat talep etme imkanının bulunup bulunmadığı, kanun yoluna başvurma mümkün ise kanun yolunun ne olduğu, şekli, süresi ve mercii tereddüte yer vermeyecek biçimde açıkça gösterilmelidir. Ayrıca duruşmada tefhim olunan kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmamalı, diğer bir ifadeyle gerekçe ile sonuç (hüküm) kısmı infazda karışıklığa neden olabilecek nitelikte olmamalıdır.
    Öte yandan, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, yerel mahkeme tarafından CMK"nın 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulmalı, tefhim edilen kısa karara uygun yeniden gerekçeli karar yazılmalıdır.
    Açıklanan şekilde hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi ise 1412 sayılı CMUK"un 308/7 ve 5271 sayılı CMK"nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacaktır.
    Yerel mahkemece, bu ilkelere uyulmadan, sanıkların suç oluşturduğu kabul edilen eylemlerinin ve suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğu, hangi nedenle hangi delillere üstünlük tanındığı tartışılıp değerlendirilmeksizin, Dairemizin 26.09.2018 tarihli ilamıyla bozulan 09.05.2014 tarihli mahkumiyet kararındaki açıklamalara atıf yapılmasıyla yetinilerek, “... uzlaşmanın gerçekleşmemesi ve ilk kurulan hükümde özetle açıklanan yukardaki gerekçenin aynen geçerli olması sebebi ile... bu gerekçeler doğrultusunda yeniden mahkumiyet kararı vermek gerekmiştir.” biçiminde, sanıklar hakkında yasal gerekçeden yoksun şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
    2- Sanıklar hakkında düzenlenen 26.01.2012 tarihli iddianamede; katılan ...’in resmi nikahlı eşi olan Sema’nın, eşi tarafından aldatılıp aldatılmadığının tespit edilebilmesi için, dedektiflik faaliyeti adı altında izleme ve takip ekipleri kuran sanık ...’e başvurmasının ardından, sanık ...’in, diğer sanıklar ..., ... ve... vasıtasıyla katılan ...’i takip ettirip, fotoğraflarını çektirdiği ve söz konusu fotoğrafların katılan ... ile eşi arasındaki İzmir 2. Aile Mahkemesinin 2010/1002 esasına kayıtlı boşanma davasına ibraz edildiği iddiasına dayalı olarak sanıklar hakkında TCK’nın 134/1. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dava açılmasına rağmen TCK’nın 134. maddesinde iki fıkra halinde birbirinden bağımsız iki ayrı suç düzenlendiği de dikkate alınmadan, “...Sanıklar hakkında hüküm kurulurken eylemin karşılığını oluşturan TCK"nın 134. maddede değişiklikler yapıldığı ve değişiklik öncesi ve sonrası durumlarından suç tarihinin değişiklik tarihi olan 02/07/2012 tarihinden önce olması sebebiyle hangisinin ne olduğunun berlirlenmesi gerektiği, bu aşamada 6352 sayılı yasanın 81. Amd. İle değişik TCK"nın 134/2. maddesindeki düzenlemede ifşa etme eylemine hukuka aykırı bir şekilde ifşa etme şeklinde bir düzenleme getirildiği bu anlamda bu eylem sırasında elde edilen görüntülerin ve bilgilerin mahkemeye sunulduğu dikkate alındığında hukuka aykırı ifşanın oluşamayacağı ve değişiklik sonrası hali ile TCK"nın 134/2. maddesindeki şartların oluşmadığı eylemin değişiklik sonrası hali ile TCK"nın 134/1. maddeye temas ettiği fakat bu maddede 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasının düzenlendiği ve bunun kayda alınmak suretiyle işlenmesi halinde 1 kat ceza verilmesi gerektiğinin belirtlendiği buna göre de en az cezanın dosyamızdaki eylemde 2 yıl olması gerektiği anlaşılmış ve bu anlamda değişiklik öncesi TCK"nın 134/2. maddesinin sadece ifşa etmek anlattığı ve hukuka aykırılık aramadığı, cezasınında 1 yıldan 3 yıla kadar olduğu en taban cezasının 1 yıl olması sebebi ile değişiklik öncesi bu maddenin lehe olduğu kabul edilmiş ve lehe olan bu madde gereğince hüküm kurulmuştur...” biçimindeki, Dairemizin 26.09.2018 tarihli ilamıyla bozulan 09.05.2014 tarihli mahkumiyet kararındaki açıklamalara atıfla sanıklar hakkında yasal gerekçeden yoksun şekilde TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi