14. Ceza Dairesi 2020/1538 E. , 2021/1301 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Sanığın atılı suçlardan mahkumiyetine dair İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 14.05.2019 gün ve 2018/421 Esas, 2019/227 Karar sayılı hükümlere yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınıp, 5271 sayılı CMK"nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren duruşmasız yapılan incelemede dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Katılan Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında Bakanlığın duruşmalardan haberdar edilmeyip, gerekçeli karar tebliğinin ardından Bakanlık vekilinin katılma talepli istinaf dilekçesi sunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince Bakanlığın davaya katılmasına karar verilerek hükmün bozulmasından sonra ilk derece mahkemesince gerçekleştirilen yargılama sırasında duruşma günü usulünce tebliğ edildiği halde Bakanlık vekilinin duruşmalara gelmediği dosya içeriğinden anlaşılmakla,
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi gereğince davaya katılma hakkı bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re"sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükümleri temyize hakkı bulunmadığı gibi Bölge Adliye Mahkemesince verilen katılma kararı da bu hakkı vermeyeceğinden, vaki temyiz isteminin aynı Kanunun 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık müdafisinin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nın 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp, aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafisinin temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden, sanık müdafisinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK"nın 302/1. madde ve fıkrası gereğince esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,
Sanık müdafisinin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, ilk derece mahkemesinin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdiriyle anılan hükme yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararı nazara alındığında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında Bakanlığın davadan haber edilmeyip, gerekçeli karar tebliğinin ardından sunulan istinaf dilekçesine istinaden Bölge Adliye Mahkemesince Bakanlığın davaya katılmasına karar verilerek hükmün aleyhe bozulduğu dosya içeriğinden anlaşılmakla, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, ilk derece mahkemesince 5237 sayılı TCK"nın 109/1. maddesine göre kurulan 21.06.2018 tarihli hükme karşı aleyhe istinaf talebi bulunmadığı halde Bölge Adliye Mahkemesince suç vasfının değiştiğinden bahisle verilen bozma kararına uyularak aynı Kanunun 109/2. maddesi uyarınca kurulan 14.05.2019 tarihli yeni hükümde sanığın 5271 sayılı CMK"nın 283. maddesinde yer alan sonuç ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkı gözetilmeksizin uygulama yapılması karşısında, söz konusu karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 11.11.2019 gün ve 2019/2205 Esas, 2019/2121 Karar sayılı vaki istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK"nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 303. maddesinin verdiği yetki uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, İstanbul 3. Ağır Mahkemesinin 14.05.2019 gün ve 2018/421 Esas, 2019/227 sayılı Kararında TCK"nın 62. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümden sonra gelmek üzere "Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan tayin edilen 3 yıl 1ay 15 gün hapis cezasına ilişkin 21.06.2018 tarihli ilk hükmün sadece sanık müdafisi tarafından istinaf edilmesi nedeniyle 5271 sayılı CMK"nın 283. maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkı nazara alınarak sonuç cezanın 3 yıl 1 ay 15 gün olarak belirlenmesine ve infazın bu miktar üzerinden yapılmasına" ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan ilk derece mahkemesi hükmünün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmesine, 18.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.