10. Hukuk Dairesi 2015/23452 E. , 2018/1661 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına sağlanan yardımlara ilişkin yersiz ödemelerin tahsilini teminen başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 2. maddesinde, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre sigortalı sayılacağı belirtilmiş, 4. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler “işveren”, 5. maddesinde, anılan sigortalıların işlerini yaptıkları yerler “işyeri” olarak tanımlanmış, 6. maddesinde, çalıştırılanların, işe alınmalarıyla kendiliğinden “sigortalı” olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin, sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı açıklanmıştır. Anlaşıldığı üzere zorunlu sigortalılık niteliği, işveren ile çalışan arasında hizmet akdi (iş sözleşmesi) ilişkisinin kurulması ve çalışmaya/çalıştırılmaya başlanması ile kazanılmakta, yazılı olarak düzenlenen veya sözlü olarak kararlaştırılan akitle birlikte, sigortalılığın oluşumu yönünden eylemli (fiili = gerçek) çalışma olgusunun varlığı da gerekmektedir.
Diğer taraftan davanın diğer yasal dayanağı, söz konusu Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, Mahkemece, dosyaya müfettiş raporu sunulmadığı, kurumdan istenildiği halde gönderilmediği, davacının delil ve belgelerini ortaya koyamamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı kurum tarafından sunulan temyiz dilekçesi ekinde yer alan denetmen raporunun davalıyla ilgili kısmına ilişkin belgede, davalının, dava dışı ... Konfeksiyon ve Dış Tic. Ltd. Şti. işyerinden yapılan bildirimlerinin Kurum kontrol memurunca yapılan denetim sonucunda, bildirimlerin fiilen çalışmaya dayanmadığı ve işyerinin 01.06.2006 tarihi itibariyle Kanun kapsamından çıkartıldığı, şirketin faaliyeti olmadığı halde internet ortamında veya elden sahte sigortalıların bildirildiği 2006/6-12 ve 2007/1 aylarına ait aylık prim ve hizmet belgeleri ile sigortalı işe giriş bildirgelerinin iptal edilmesi ile davalıya bağlanan yaşlılık aylıklarının bağlandığı tarihler itibariyle iptal edilmesi gerektiği belirtilmiş, eldeki dava ile kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına ilişkin olarak davalıya sağlanan yardımların yersiz ödendiğinden bahisle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talep edilmiş, Mahkemece davanın, niteliği gereği resen araştırma ilkesine tabi olduğu göz önünde bulundurulmaksızın ve bildirimlerin fiili bir çalışmaya dayalı olup olmadığı araştırılmaksızın eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, gerçeğe aykırı bildirimler nedeniyle iptal edilen sigortalılığa ilişkin denetmen raporu ve eklerinin ... Sosyal Güvenlik Merkezi"nden celp edilerek, işveren ... Konfeksiyon ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin uyuşmazlık konusu dönem yönünden Ticaret Sicili Memurluğu kayıtları, vergi belgeleri elde edilerek tasfiye, iflas, terkin, ticareti terk vb. olguları saptanmalı, sigorta primlerinin yatırılıp yatırılmadığı belirlenmeli, beyanları Kurum işlemine dayanak kılınan kişiler dinlenilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler ve çalışanlar yöntemince tespit edilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, toplanan tüm kanıtlar değerlendirilip fiili çalışmanın var olup olmadığı açıklıkla saptandıktan sonra hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece davacının delil ve belgelerini ortaya koyamamış olması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.