Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3841
Karar No: 2018/7013
Karar Tarihi: 25.06.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/3841 Esas 2018/7013 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/3841 E.  ,  2018/7013 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar ve ihbar olunan tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar, küçük ..."in 28/04/2005 tarihinde evlerinin balkonunda oynarken elindeki metal parçasını güvenlik mesafesi bırakılmadan tesis edilen elektrik tellerine değdirdiğini, parmaklarınn birkaçını kaybettiğini, yanıkların kaldığını, ameliyatlarının sürdüğünü, davalıların sorumlu olduğunu, maddi ve manevi zarar gördüklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 1.000.00.- TL maddi tazminatın, 4.000.00.- TL tedavi, konaklama, yol giderinin, 25.000.00.- er TL manevi tazminatın olay tarihinden yasal faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar, 16/02/2015 tarihinde maddi tazminat yönünden talep sonucunu 79.545.85.- TL ye yükseltmiştir .
    Davalılar, kusurlu ve sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini istemişlerdir .
    Mahkemece, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne ; 73.588,36TL.iş göremezlik maddi zararı ile, taleple bağlı kalınarak 4.000,00TL. belgelenmeyen tedavi gideri olmak üzere toplam 77.588,36TL"sı maddi tazminatın olay tarihi olan 28/04/2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne; davacılar küçük ... lehine 12.500,00TL., ... lehine 12.500,00TL.manevi tazminat takdiri ile olay tarihi olan 28/04/2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar ve ihbar olunan tarafından temyiz edilmiştir .
    1- İhbar olunan Tedaş vekilinin temyiz itirazları bakımından;
    Usul hükümlerine göre davada taraf olmayan bir kimse aleyhine veya lehine hüküm kurulamaz. Hüküm ancak taraflar hakkında verilebilir. 6100 Sayılı HMK"nın 61. vd. maddeleri uyarınca (mülga 1086 Sayılı HUMK"un 49. vd. maddeleri) ihbar üzerine davaya katılan 3.kişi, ihbar eden tarafın yardımcısı ve temsilcisi olup, feri müdahil konumundadır ve aynı kanunun 69. maddesi (mülga 1086 sayılı HUMK’un 57. md.) uyarınca da yargılama sonunda, hüküm feri müdahil hakkında değil, taraflar hakkında verilir. Dolayısıyla ihbar olunan 3. kişi, ihbar edenin adına, onun temsilcisi olarak, hükmü temyiz edebilirse de, kendisi adına temyiz edemez.
    Somut olayda; mahkemece Tedaşa dava ihbar edilmiş ancak davaya bir müdahalesi olmamıştır. İhbar olunan, davanın tarafı değildir. Bu nedenle ihbar olunan vekilinin hükmü temyiz etme yetkisi bulunmamakla, temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Yasası’nın 69’uncu ve önceki 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 58’inci maddelerinde “bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden” sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın “doğan zararı gidermekle yükümlü” tutulmuşlardır. Bu sorumluluğa öğretide “kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla “kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” denilmektedir. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi ) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
    Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığının çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.
    Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran, bir başka deyişle, zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun “nedensellik bağı”nı kesen nedenler ise mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru ve üçüncü kişinin kusuru olarak belirlenmiştir.
    Buna göre,elektrik iletim direkleri de maddede belirtilen imal olunan şey kapsamında olduğundan, elektrik iletim direklerinin sahibi bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 266.maddesinde hakimin bilirkişiye başvurması gereken haller; çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren haller olarak düzenlenmiştir. Yine aynı Kanun"un 281.maddesinde mahkemenin bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da isteyebileceği ve gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği ayrıca 282. maddesinde de hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği açıklanmıştır.
    Somut olayda, mahkemece yukarıda anılan ilkelere göre değerlendirme yapan, kusur konusunu aydınlatan bir uzman bilirkişi kurulu raporu alınmadığı anlaşılmaktadır . Davalı ..."in sanıklardan biri olarak yargılandığı, davacıların katılan sıfatını taşıdıkları taksirle yaralama suçundan yapılan yargılamada, kamu davasının dava zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile düşmesine dair verilen karar 04/12/2012 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkeme ise anılan kamu davası dosyasına sunulan ve birbiri ile çelişkili olan bilirkişi raporlarından 28/12/2009 tarihli bilirkişi kurulu raporunu benimseyerek, kusur raporu olarak kabul etmiş ve hükme dayanak yapmıştır. Düşmesine karar verilen kamu davası dosyasına sunulan bilirkişi raporu hukuk mahkemesini bağlamayacağından bu konu bozmayı gerektirmiştir .
    Eldeki davada, davalı şirketinin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk kapsamında olduğu, sorumluluğun ancak uygun illiyet bağının kesilmesi halinde ortadan kalkacağı açıktır. Bu kapsamda davalı kurumun Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği gereği bakım ve özen borcunu gereği gibi yerine getirip getirmediği, olabilecek tehlikeleri düşünerek gerekli denetimleri yapıp yapmadığı, olayın meydana geldiği binanın etrafındaki gerilim ve yaklaşma mesafesi ile ilgili uyarı levhası bulunup bulunmadığı, ilgili yönetmeliğe göre, söz konusu enerji nakil hattının binaya olan mesafesi ile ilgili davalı ... şirketi yönünden bir ihlalin söz konusu olup olmadığı hususlarının değerlendirilmesi gerekecektir.
    O halde mahkemece, davalı şirketin meydana gelen olayda kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sorumlu olduğu gözetilerek, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, davalı şirket, davalı ... ve davacıların kusur oranlarının da gerekçeleriyle belirtildiği, üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile kamu davasına sunulan bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle; ihbar olunan vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi