3. Ceza Dairesi 2016/9889 E. , 2017/4537 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
A) Sanık ... hakkında katılanlar ... ve ..."a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükmolunan adli para cezalarının tür ve miktarı, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanunun 26. maddesiyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan, katılanlar vekilinin temyiz isteminin 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
B) Sanıklar ... ve ... hakkında katılan ..."a karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Katılan hakkında, ...Eğitim Araştırma Hastanesinde görevli Adli Tıp uzmanı tarafından, olay tarihinin üzerinden 6 aylık süre geçtikten sonra düzenlenen 12.07.2013 tarihli rapora göre; katılanın yaralanmasının yüzde sabit iz niteliğinde olduğunun belirtildiği ancak; sanık müdafiin ek temyiz dilekçesinde belirtildiği üzere, bu olay nedeniyle katılanın, sanıklar aleyhine Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/153 Esas sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davası açtığı, bu dosyanın yargılaması sırasında katılanın yüzünde sabit iz meydana gelip gelmediğine dair Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu"nun 17.10.2016 tarihli raporunda, katılanın yaralanmasının yüzde sabit iz niteliğinde olmadığının belirlenmiş olması karşısında, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için katılana ait geçici ve kesin raporlar ile tüm tedavi evrakları Adli Tıp Kurumu Kanunu"nun 15/e maddesi gereğince, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulu"na gönderilerek alınacak rapor sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
2) Tüm dosya kapsamına göre, katılan ile sanıklar arasında önceye dayalı husumet bulunduğu, olayın tarafsız görgü tanığı olan ..."un aşamalardaki istikrarlı anlatımlarından da anlaşılacağı üzere, olay tarihinde sanıkların katılana aynı fikir ve eylem birliği içerisinde saldırdıkları, her ne kadar katılanın yüzünde meydana gelen yaralanmanın sanık ..."ın sopa ile vurması sonucunda gerçekleştiği, sanık ..."in ise silahtan sayılan bir cisim kullanmayıp eli ile vurmak suretiyle katılanı yaraladığı kabul edilerek, suçta kullanılan silahtan ve meydana gelen ağır neticeden sanık ... sorumlu tutulmamış ise de; sanıkların aynı suç işleme kararının icrası kapsamında iştirak halinde eylemlerini gerçekleştirmeleri nedeniyle, 5237 sayılı TCK"nin 37/1. maddesi gereğince sanık ..."ın da sanık ... ile birlikte suçta kullanılan silahtan ve meydana gelen neticeden sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle sanık ... yönünden eksik ceza tayini,
3) Sanıkların aşamalarda alınan savunmalarında, katılanın olaydan birkaç ay önce kız kardeşlerini eli ile taciz etmesi nedeniyle aralarında husumet bulunduğunu iddia etmeleri karşısında, taciz olayına ilişkin Gündoğmuş Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/14 Esas sayılı dosyası getirtilerek incelendikten sonra, sonucuna göre sanıklar hakkında TCK"nin 29. maddesi gereğince haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
4) Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin sanıklar lehine olduğu ve aleyhe temyiz bulunmadığı da gözetilerek, CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanıkların kazanılmış haklarının dikkate alınmasına, 12.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.