20. Hukuk Dairesi 2016/5708 E. , 2017/9357 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
...köyünde 1957 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 457 parsel sayılı 60150 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla ve delicelik niteliği ile Ocak 953 tarih 121 numaralı tapu k...a dayanılarak ... adına tespit edilmiş olup halen tapuda aynı şekilde davalı adına kayıtlıdır.
Davacı Orman Yönetimi taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kaldığını ve istemin kesinleştiğini belirterek davalı adına olan tapu k...ın iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu 457 numaralı parselin tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ; hüküm davalının temyizi üzerine Dairenin 01.06.2009 gün ve 2009/7113 - 8839 E.K. sayılı ilâmıyla ["İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 sayılı Orman Kanununun 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve fen bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 6831 sayılı Kanunun 11/1.maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı; genel arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanama olanağının bulunmadığı, orman kadastrosunun kesinleşmesiyle taşınmaz kamu malı niteliğini kazandığı ve mülkiyet hakkının Hazineye geçtiği, bu nedenle mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari) bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y."nın 1023 (E.M.Y. İsviçre M.Y.974) maddesindeki "iyi niyetle edinme" kuralının da uygulanamayacağı, belirlenerek k... iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,"] karar verilmiştir.
Davalı ... vekilinin kararın düzeltilmesini istemesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.09.2011 tarih ve 2011/9956 E. - 2011/10147 K. sayılı kararıyla onama kararı kaldırılarak hüküm bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Davacı Orman Yönetimince, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan bölümüne yönelik olarak kısmi dava açılmıştır. Orman kadastro sınırları dışında kalan bölüm için esasen bir dava yoktur. Mahkemece üç kez yapılan keşif sonucunda fen ve uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen 5161.64 m2"lik bölümü ile (C) ile gösterilen 40827.01 m2"lik bölümünün orman kadastro sınırları içersinde kalan orman sayılan yerlerden olduğu, (B) ile gösterilen bölümünün ise orman kadastro sınırları dışında kalan ve orman sayılmayan yerlerden olduğu tahdit haritasının uygulaması ile saptanmasına karşın, mahkemece isteme bağlı kalınarak bir karar verilmesi gerekirken, çekişmeli taşınmazın, kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalan (B) ile gösterilen 19.322.99 m2"lik bölümünün fiilen orman olduğu gerekçesiyle taşınmazın tamamının orman olarak Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
Çekişmeli ... ilçesi...köyü 457 parsel sayılı 60.150 m2 yüzölçümlü taşınmaz, yörede 1957 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda geldisi eylül 1933 tarih ve 37 numara olan Ocak 1953 tarih 54 sıra nolu 52.200 m2 yüzölçümlü tapu k...a dayanılarak tapu kaydı maliki adına ilk kadastro tespiti yapılmış, daha sonra yapılan satış suretiyle 16.11.2005 tarihinde davalı ... adına Zeytinlik niteliği ile tescil edilmiştir. Yörede 1967 yılında yapılan orman kadastrosunda çekişmeli 457 parsel sayılı taşınmazla birlikte güneyde komşu 451-452-453 ve 486 parsel sayılı taşınmazlar (22) numaralı orman içi ziraat poligonu olarak ormandan tefrik edilmiş ve bu işlem 04/04/1968 tarihinde askı süretiyle ilan edilerek itirazsız kesinleşmiştir.
Esasen; bir yerin orman kadastrosu sınırları içinde kalan ve orman sayılan yerlerden olduğunun saptanması ile orman kadastrosu sınırları içinde kalan yerlerin bilim ve fen bakımından nitelik yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarma işlemlerini yapmaya 6831 sayılı Kanun ve yönetmelik hükümlerine göre kurulan Orman Kadastro Komisyonları yetkilidir.
HYUY.nın 74. maddesine göre; ""Hakim iki taraftan birinin istemi olmaksızın resen bir davayı tetkik ve halledemez."" denilmiştir. Somut olayda; dava, Orman Yönetimi tarafından taşınmazın orman kadastro sınırları içersinde kalan bölümüne yönelik olarak kısmen tapu iptali ve tescili istemiyle açılmış olmasına karşın, mahkemece istemi aşarak tahdit dışında kalan bölüm hakkında yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
O halde mahkemece yapılacak iş; kesinleşen orman kadastro haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenerek çekişmeli taşınmaz ile çekişmeli taşınmaza kuzey yönde komşu olan 458 - 466 - 483 - 484 ve 485 parselleri ve doğu ve güney yönde komşu olan 486 - 451 - 452(876) - 448 - 453 - 454 - 455 ve 456 parsel sayılı taşınmazları birlikte gösterecek şekilde aşağıda belirtilen yöntemle usulünce uygulama yapılarak çekişmeli taşınmazın orman kadastro sınırları içinde ve dışında kalan bölümleri duraksamaya yer vermiyecek biçimde saptadıktan sonra istemle bağlı kalınarak bir karar vermekten ibarettir." denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile dava konusu ... ili ... ilçesi Sazlıköy köyü...mevkiinde bulunan pafta no:19 parsel no:457 "de kayıtlı taşınmazın harita mühendisi bilirkişinin hazırlamış olduğu 14/01/2013 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 5161,71 m2" lik ve (C) harfi ile gösterilen 35.702,26 m2" lik kısmının davalı adına olan tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline, aynı bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 16.506,28 m2"lik kısım ile ilgili açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece 14/03/2016 tarihli ara kararıyla gerekçeli kararın davalı vekiline 28/05/2013, davacı kurum vekiline 08/07/2013 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz edilmediğinden kararın kesinleştiği, mahkememiz kararının sehven ikinci kez taraflara tebliğe çıkarıldığı, buna ilişkin tutanak tutulduğu, sehven ikinci kez çıkarılan tebligatların davacı kurum vekiline 04/03/2016 tarihinde, davalı vekiline 08/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacı kurum vekilinin 14/03/2016 tarihinde temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmakla, temyiz başvurusu süresinde olmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiş, ret kararı davacı Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu k...ın iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1967 yılında 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda, dava konusu taşınmaz orman sınırları içinde bırakılmış, 1957 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise kişi adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Mahkeme kararının davacı Orman Yönetimine 08/07/2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği temyiz dilekçesi ise, (6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla) HUMK’nın 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 14/03/2016 tarihinde verildiği anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan temyiz talebinin reddine ilişkin kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/11/2017 günü oy birliği ile karar verildi.