23. Hukuk Dairesi 2014/7215 E. , 2015/572 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde hükmün davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, kooperatif aidatı ile işlemiş faizlerinin tahsiline yönelik yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edilmesi sonucu takibin durduğunu ileri sürerek, kooperatif üyesi olan davalının itirazının iptali ile %40 oranında icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kooperatife borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının kooperatife peşin ödemeli üye olduğu, bu üyeler için 2009 yılında aylık 75,00 TL aidat ödenmesi ve geç ödeme halinde aylık %10 gecikme faizinin alınmasının kararlaştırıldığı, 2010 yılında ise peşin ödemeli üyeler ile ilgili aidat yönünden herhangi bir karar alınmadığı, bu durumda da peşin ödemeli üyelerin aylık 75,00 TL ödemeye devam etmelerinin gerektiği, yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK"nın 88 ve 120. maddelerindeki sınırlamalar ile davacının belirlendiği gibi aylık %10 faiz değil, yasa ile sınırlandırılan faizi isteyebileceği, buna göre davalının 900,00 TL asıl alacak ve 233,01 TL faiz olmak üzere toplam 1.133,01 TL davacı kooperatife borcunun bulunduğu ve alacağın likid olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne ve %20 oranında icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ile davalı temyiz etmiştir.
1-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2014 yılı için 1.890,00 TL’dir.
Dava dilekçesinde, 4.906,00 TL"nın tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istenilmiş, mahkemece, 1.133,01 TL yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir. Davalı aleyhine kabul edilen kısım, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığı cihetle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davalının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve temyiz edenin sıfatına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin hükmün kesin olması nedeniyle reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, davalıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.