12. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/25073 Karar No: 2011/5336
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/25073 Esas 2011/5336 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2010/25073 E. , 2011/5336 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Keşan İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 03/05/2010 NUMARASI : 2010/111-2010/124
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi lehine satış vaadedilen kişi adına tescil işlemi gerçekleştirilmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Tapu Kanunu"nun 26.maddesi uyarınca sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi bu durumda 5 yıl süre ile 3.kişilere karşı ileri sürülebilir. Bu nedenle haczin kaldırılması için anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3.kişi adına taşınmazın tescilinin tamamlanması zorunludur. Somut olayda; borçlular hakkında çeke dayalı olarak yapılan takibin kesinleşmesi üzerine, borçlulardan .... adına kayıtlı taşınmaz üzerine 05.07.2006 tarihinde haciz konulmuştur. Şikayetçi davacılar, 1994,1995,1998 yıllarında ayrı ayrı ve taşınmazı kısım kısım satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıklarını iddia etseler de şikayete dayanak yapılan satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmemiştir. Bu nedenle alacaklının haciz hakkını önleyici niteliği yoktur.(HGK.nun 13.6.2001 tarih, 2001/12-461 E. - 2001/516 K.sayılı kararı) Her ne kadar 2006 ve 2008 tarihlerinde Asliye Hukuk Mahkemesince ihtiyati tedbir kararı verilip tapuya bildirilmiş ise de, bu tedbirler ayrıca bir açıklık içermediği sürece tapuda yapılacak iradi devirleri engelleyip, icraca konulacak hacze engel teşkil etmez. İcra müdürü haciz işlemini yaparken, bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılmalıdır.(HGK.nun 13.6.2001 tarih, 2001/12-461 E. - 2001/516 K.) Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3.kişilerin açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi halinde dahi, haciz tarihindeki mülkiyet durumuna etkisi olmaz. Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımadığından, haczin kaldırılması istemi 3.kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir. Mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yargılamayı gerektiren konuda mülkiyet iddiasını çözümler biçimde yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı Yakup Duran"ın temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.