11. Hukuk Dairesi 2015/5314 E. , 2016/70 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/12/2014 tarih ve 2014/122-2014/803 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 2011-2013 yılları arasında çeşitli miktarlarda ihtiyaç kredisi kullandığını,bankanın bu kredilerin kullanılması sırasında dosya masrafı adı altında müvekkilinden toplam 2.350,00TL tahsil ettiğini ileri sürerek, bu miktarın en yüksek banka faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili banka ile davacı arasında tüketici kredisi ve teminat sözleşmeleri imzalandığını, bu krediden kaynaklanan ve davacının bilgisi dahilinde alınan masrafların kullandırılan kredi dolayısıyla müvekkili bankanın yaptığı zorunlu masrafın karşılığı olduğunu, sözleşme öncesi bilgi formunda ve ödeme planında kesinti yapılacağının belirtildiğini ve davacı tarafından imzalandığını, dosya masrafı ve kredi komisyonu tahsil edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, ekspertiz ücreti alınmasının zorunlu giderlerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin tüketici kredisi sözleşmesi olmadığı, bu sözleşmede ve bilgi formunda masrafların neye karşılık alınacağına dair açıklayıcı bir hüküm bulunmadığı ve davalı banka tarafından hangi şartlarda masraf alındığına dair somut bir delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca ödenen masrafın geri alımına ilişkindir.
Davacı ile davalı banka arasında bağıtlanan 18/03/2011 ve 14/09/2012 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri uyarınca, davacının kredi kullandığı, davalı bankanın da dosya masrafı aldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında bağıtlanan 18/03/2011 tarihli kredi sözleşmesi, yürürlükten kaldırılan 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde imzalanmış olup, bu sözleşmeye 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanması ve genel işlem koşullarına göre değerlendirme yapılması olanağı yoktur. Öncelikle bu sözleşme nedeniyle davacının geri istemiş olduğu dosya masraflarına ilişkin kısmın reddi gerekirken kabulü isabetli görülmemiştir.
2- Taraflar arasında bağıtlanan, 14/09/2012 tarihli sözleşmeye gelince; bu sözleşme 6098 sayılı yasanın yürürlüğünden sonra imzalanmış olmakla, genel işlem koşulları bakımından değerlendirme yapılması, bu bağlamda, taraflar arasındaki 14/09/2012 tarihinden önce bu sözleşme ile bağlantılı olan 13/09/2012 tarihli ön bilgi formunun değerlendirilmesi gerekir. Şayet bu form, taraflar arasındaki sözleşme koşullarının her birinin tartışılarak kabul edildiği, sadece şeklen sözleşme metninde yer almadığı, gerçekten bu kayda uygun olarak diğer tarafın bu koşullardan her birini incelediği ve kendi özgür iradesi ile kabul ettiği yönünde değerlendirilmesine olanak veriyor ise, genel işlem koşuluna ilişkin yaptırımların 14/09/2012 tarihli sözleşme bakımından uygulanmayacağı (TBK m 21/3) gözönüne alınmaksızın, özellikle 13/09/2012 tarihli ön bilgi formunun niteliğine ilişkin değerlendirme yapılmadan, 14/09/2012 tarihli sözleşme nedeniyle ödenen dosya masrafları bakımından da davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.