10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/19491 Karar No: 2018/1640 Karar Tarihi: 01.03.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/19491 Esas 2018/1640 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/19491 E. , 2018/1640 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne, %20 icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı Kurum, yersiz ödenen aylıklar için başlattığı icra takibine, davalının itirazı ile takibin durması üzerine, itirazın iptali ve % 20 icra inkar tazminatı ödenmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına karar vermiş ancak % 20 icra inkar tazminatı talebini reddetmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın % 40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 02.07.2012 tarih, 6352 sayılı Kanunun 11. maddesiyle, bu fıkrada yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, yersiz ödenen aylıkların dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, takibe haksız itiraz eden davalının, takip tarihinin 05.07.2012 tarihinden sonra olduğundan davacı alacaklı kurum yararına alacak tutarının % 20 oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu anılan istemin reddi yönünde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Hüküm fıkrasının ise 3. bendinin çıkartılarak yerine ""Takip tarihi nazara alınarak hükmolunan meblağın % 20’si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine"" bendinin eklenmesine hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 01.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.