Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 06/07/2010 tarih, 2010/5790-17969 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İcra takibinin dayanağı ilamda borçlu olunmadığının tespiti ve 8.000,00 TL"nin istirdatının talep edildiği,  mahkemece davanın redddine karar verildiği görülmüştür. İİK"nun 72/5. maddesi uyarınca menfi tespit ilamları istirdada dönüşse bile kesinleşmeden icraya konulamaz. İlamın esası kesinleşmeden infaz edilemeyeceğine göre eklentilerin istenebilmesi için de kesinleşmesi gerekir. (HGK"nun 07/11/1990 tarih, 1990/12-446 E., 564 K. sayılı kararı)
Bu sebeple ilam vekalet ücretinin karar kesinleşmeden takibi mümkün değildir. Bu husutaki şikayet süreye tabi olduğundan, yasal süresi içerisinde ileri sürülmemesi halinde Mahkemece resen dikkate alınmaz. Somut olayda icra emri borçlu vekiline 23.06.2009  tarihinde tebliğ edilmiş olup, adı geçen 15.072009 tarihinde icra mahkemesine başvurmuştur. Bu durumda şikayet yasal 7 günlük süreden sonra yapıldığından istemin süre aşımı nedeniyle reddi yerine esasının incelenerek kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşmesinin gerekmediği gerekçesiyle bozulması doğru olmadığından karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ  : Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 06/07/2010 tarih ve 2010/5790E.-17969K. sayılı bozma kararının kaldırılarak mahkeme kararının  yukarıda yazılı gerekçelerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  01/04/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.