Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/24100 Esas 2011/5245 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından  kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile  icra takibine  geçildiği,borçluya örnek 10  nolu ödeme emrinin 15.05.2009 tarihinde  tebliği üzerine,  süresinde şikayette bulunarak dayanak bonoda keşidecinin imzasının bulunmaması sebebiyle  kambiyo senedi vasfında olmadığı için anılan özel yol ile takibe konu edilemeyeceğinden bahisle takibin iptalini istediği anlaşılmıştır. İİK.nun 170/a-son maddesinde; "her ne suretle olursa olsun, .....borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise" alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığı ve takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfını taşımadığı nedeni ile takibin iptal edilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda 22.07.2009 tarihinde borçlu adresinde yapılan menkul haczi sırasında, adı geçenin borcu kabul ettiği ve ödeme taahhüdünde bulunduğu,  beyanının icra memuru tarafından aynı tarihli haciz tutanağına geçirildiği tesbit edilmiştir.
O halde mahkemece, borçlunun borcu kabul beyanı dikkate alınarak, İİK’nun 170/a-son maddesi uyarınca şikayetin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. 
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01/04/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.