10. Hukuk Dairesi 2015/19004 E. , 2018/1630 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, malullük aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Malul sayılma için 506 sayılı Kanun"da öngörülen çalışma gücünün en az 2/3’sini yitirmiş olma hali, 01.10.2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 25. maddesindeki yasal düzenlemede “çalışma gücünün en az % 60’ını kaybetme” olarak öngörülmüştür.
Dosya kapsamı incelendiğinde, davacının 01.04.2001 tarihinde sigortalı olarak çalışmaya başladığı, malüliyet başlangıç tarihin ise 20.09.2001 olduğu ve bu tarih itibariyle çalışma gücü kaybının %60 olduğu ve talep tarihi 04.08.2008 olan davacının talep tarihini takip eden aybaşı 01.09.2008 tarihi itibariyle malüliyet aylığına hak kazandığının tespitine karar verildiği görülmekle, davacının sigortalı olarak ilk dafa çalışmaya başladığı tarihin 01.04.2001 tarihi olduğunun tespitinde bir isabetsizlik görülmemiş ise de malüliyet başlangıç tarihinin 20.09.2001 olması hasebiyle bu tarih itibariyle 2/3 oranında çalışma gücü kaybının varlığının tespiti yerine 01.10.2008 öncesi dönem içinde % 60 oranın kabul edilmesi isabetsizdir. 01.10.2008 öncesi dönem için 2/3 oranında çalışma gücü kaybının hangi tarih itibariyle başladığı tespit edilmeli oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Aksi nin kabulünde ise %60 çalışma gücünün kaybının 5510 sayılı Kanuna göre belirlenmesinde ise 26. ve 27. maddenin yürürlüğünü takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanabileceği gözetilmelidir. Kabule görede faiz başlangıç tarihinin 5510 sayılı kanunun 42. mad. "" Kurum, sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanacak gelir, aylık veya toptan ödemeleri, gerekli belgelerin ve incelemelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde hesap ve tespit ederek sonuçlarını yazı ile bildirir."" düzenlemesinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu durumda, Mahkemece yapılacak iş: 5510 sayılı Kanunun 58. maddesinde öngörülen prosedür uyarınca ve 5510 sayılı Kanunun 95’inci maddesi gereğince, öncelikle Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan, davacıdaki hastalık ve arazların 01.10.2008 tarihinde kadar, Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü muvacehesinde, çalışma gücünün en az 2/3’ünü yitirmesine sebebiyet verip vermediği, 01.10.2008 sonrası için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde çalışma gücünün en az %60’ını yitirmesine sebebiyet verip vermediği; arazının malûl sayılmayı gerektirecek derecede bulunup bulunmadığı, malûl ise, malûllük halinin hangi tarihte oluştuğuna dair rapor almak, iş bu rapora davacının itiraz etmesi halinde ise; Adli Tıp Kurumundan aynı şekilde alınacak raporla; bu raporun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan alınan rapora göre sigortalı lehine olması ve davalının itiraz etmesi halinde ise, Adli Tıp Kurumu Kanunu"nun 15. maddesi kapsamında Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan aynı şekilde alınacak raporla itirazın değerlendirilmesini sağlayarak sonucuna göre karar vermektir. Yapılacak değerlendirmede, maluliyet başlangıç tarihi belirlendikten sonra, adı geçen tüzük ve yönetmelik hükümlerinde sigortalı lehine getirilen düzenlemeler var ise kuşkusuz bunların da dikkate alınması gerekecektir.Oluşacak sonuca göre aylık bağlanma ve faiz başlangıç tarihi yukarıda belirtilen yasal çerçede belirlenmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.