
Esas No: 2015/6285
Karar No: 2016/53
Karar Tarihi: 11.01.2016
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/6285 Esas 2016/53 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20/01/2015 tarih ve 2014/637-2015/31 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2013 yılı başında 2. el araba almak maksadıyla internetten araştırma yaparak araç sahibi ile 18.000,00 TL bedel karşılığı anlaştıklarını, satıcıdan araçla birlikte gelmesini istediğini, ancak satıcının Türkiye"ye araçla birlikte gelebilmek için 5.000 EURO para göndermesi gerektiğini söylediğini, davacının ...."da ikamet eden eniştesi ....."ya 5.000,00 EURO"yu gönderdiğini, bunun üzerine satıcının müvekkilinin ciddi olup olmadığını görmek isteyip parayı yatırdığı dekontu tarayarak mail adresine göndermesini istediğini, müvekkilinin daha sonra satıcıya ulaşmaya çalıştığını ancak tüm aramalarına rağmen hiçbir şekilde satıcıya ulaşamadığını, bunun üzerine müvekkilinin satıcıdan şüphelenip parayı gönderdiği .... Bankası .... Şubesi"nden paranın iadesini talep ettiğini, müvekkilinin bu sırada eniştesini arayıp parayı çekip çekmediğini sorduğunu, eniştesinin parayı çekmediğini söylemesi üzerine suç duyurusunda bulunduğunu, dava konusu paranın gerçekte ... isimli kişi yerine müvekkilini araç satımı hususunda dolandıran başka bir kişiye ödendiği, davalının acentesi olduğu.... şirketinin, ... numarası belirtmeden parayı üçüncü kişiye vermesinin usulsüz olduğunu, ... şirketine izafeten .... Bankası"na karşı dava açıldığını ileri sürerek 5.000,00 EURO"nun transfer tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; daha öncesinde verilen kararın davacı vekilinin temyizi üzerine uyuşmazlığın esasının çözümü için teknik inceleme gerektiği, bu nedenle mahkemece konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle bozulduğu, uyulan bozma ilamı uyarınca bilirkişi raporu alındığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda somut olayda karşı taraftaki alıcıya paranın ödenmesini sağlayan unsurlardan biri olan .... nosunun dolandırıcıların eline geçmesine sebebiyet veren davacının ve alıcının kimlik bilgilerini kontrol etmeden ödeme yapan bankanın yarı yarıya kusurlu oldukları gerekçesiyle davının kısmen kabulüyle 2.402,00 Euro"nun 15.01.2013 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, uluslararası para transferi olarak isimlendirilen havale işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece bozma öncesinde yapılan yargılama sırasında davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği belirtilerek, bu sıfatla yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar davacı vekilinin temyizi üzerine dava konusu uluslararası para transferi konusunda uzman bir bankacı bilirkişiden rapor alınıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle Dairemizce bozulmuştur. Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında ise davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılıp yazılı şekilde karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK"nın 4/6. (6102 sayılı TTK"nın 4/1-f) maddesi gereğince bankacılık işlemlerinden kaynaklı hukuk davaları ticari dava niteliğindedir. Her ne kadar karar tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa"nın 3/1-ı, 73 ve 83. maddeleri uyarınca tüketicinin taraf olduğu bankacılık işlemlerinden kaynaklı davaların tüketici mahkemesinde görüleceği belirtilmiş ise de aynı yasanın geçici birinci maddesi uyarınca 6502 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği tarih öncesinde açılan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam edilecektir. Mahkemece, davanın bankacılık işleminden kaynaklandığı, bozma öncesinde yürürlükteki yasal mevzuat uyarınca davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakıldığı gözetilmeksizin, uyulan bozma ilamı sonrasında davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılıp karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Kabule göre de; 6762 sayılı TTK"nın 119. (6102 sayılı TTK"nın 105.) maddesi uyarınca acente aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerden kaynaklı tüm uyuşmazlıklarda temsil edilen namına dava açabileceği gibi acenteye de aynı sıfatla dava açılabilir. Bu neviden işlemler nedeniyle doğrudan doğruya acenteye dava açılamayacağı gibi acente aleyhine, temsilciye izafeten dava açıldığı taktirde de hüküm altına alınan alacak veya tazminatın acenteden değil, temsil edilenden tahsiline karar verilmelidir. Somut olayda, davacı vekilince ..... acentesi sıfatıyla davalıya husumet yöneltildiği, davacının zararına sebebiyet veren olayın .... Acentesinin (ödeme noktasının) eylemlerinden kaynaklandığı, acente sıfatıyla husumet yöneltilen davalı bankanın zararın oluşumuna sebebiyet veren bir eyleminin bulunmadığı gözetilmeksizin hüküm altına alınan alacağın davalı acenteden tahsiline sebebiyet verecek biçimde karar verilmesi de doğru görelmemiş, kararın bu nedenle de temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ :Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.