8. Hukuk Dairesi 2009/6155 E. , 2010/2993 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesinden verilen 24.07.2009 gün ve 1/953 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 10.1.2007 günlü dilekçesiyle vekil edenine ait malların aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde 41.500 YTL olan bedellerinin faiziyle birlikte ödenmesine, edinilmiş mal olan... plakalı aracın ½ mülkiyetinin vekil edenine ait olması nedeniyle bedelinin ½ sinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili 16.2.2007 günlü cevap dilekçesinde; belirtilen ziynet eşyalarının davacı tarafından evden ayrılmadan önce yanında götürdüğünü, kalan hiçbir ziynet eşyasının olmadığını, bu nedenle ziynet eşyalarına ilişkin davanın esastan reddine, dava dilekçesinde şahsi eşyaları ile ev ve ziynet eşyaları olarak nitelendirilen eşyaların vekil edeninin evinde olduğunu, istendiği zaman vekil edeninin bu eşyaları iadeye hazır bulunduğunu, aracın evlilik tarihinden önce alındığını, bu nedenle davacının bir katkısının bulunmadığını açıklayarak araca ilişkin davanın da reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 19 adet 22 ayar bilezik, set takımı, 38 adet çeyrek altın, bir adet tam altının aynen davacı tarafa iadesine, bu mümkün olmadığı taktirde toplam bedelleri olan 8860 TL nin, hüküm fıkrasının iki nolu bendinde belirtilen cins ve bedelleri yazılı ev ve çeyiz eşyaları ile şahsi eşyaların aynen davacıya teslimine, mümkün olmadığı takdirde bedelleri olan 10.550 TL nin karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, araçla ilgili mülkiyete ilişkin isteğin reddine, bir kısım ödemelerin evlilik birliği içinde yapılmış olması nedeniyle ve bu ödemelerin %46.30’u edinilmiş mallardan karşılandığı gözetilerek davacı yararına 4352 TL edinilmiş maldan tesbit edilen alacağın davalıdan tahsiline ve davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından araç, eksik eşyalar ve vekil edeninin aldığı kıdem tazminatı ve vekalet ücreti bakımından, davalı vekili ise, araç ve ziynet eşyaları yönünden temyiz edilmiştir.Dava, TMK. nun 218, 219, 231 ve 226/1. maddeleri gereğince açılan edinilmiş mallara katılma alacağının tahsili ile ev, çeyiz, ziynet ve şahsi eşyaların aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde bedellerinin tahsiline karar verilmesi isteğine ilişkindir. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir (TMK.nun 22/son). Ve herkes iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (TMK.nun m.6,222/1).
Taraflar 2.5.2005 tarihinde evlenmişler ve Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesinde 10.1.2007 tarihinde 2007/4 Esas sayılı dava ile açılan ve aynı yer, aynı mahkemenin 2006/704 Esas dosyasıyla birleştirilen ve 6.4.2009 tarihinde kesinleşen hükmüyle boşanmışlardır. Taraflar 2.5.2005 tarihinde evlendiklerinden boşanma davasının açıldığı 10.1.2007 tarihine kadar taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olup, boşanma davasının açılmasıyla eşler arasında geçerli bulunan mal rejimi, dava tarihinden itibaren sona ermiştir (TMK. m. 225/2. fıkra).
Bundan ayrı, ... plakalı araç 3.12.2004 tarihinde davalı ... adına trafikte tescil edilmiş, buna ilişkin satış faturası da aynı tarihlidir. Davalı 7.12.2004 tarihinde Vakıfbank ...Şubesinden 24 ay vadeli 20.000 TL bedelli oto kredisi çekmiştir. Kredinin son taksiti 7.12.2006 tarihinde ödenmek suretiyle kredi borcunun kapandığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Aracın fatura değeri 32.268.40 TL dir. 20.000 TL krediden karşılandığından 13.000 TL si de, 2.12.2004 tarihli banka dekontuyla aracı satan firmaya davalı tarafından ödendiği belirlenmiştir. Bu durum karşısında kural olarak maddi yönden davacının aracın alımına bir katkıda bulunduğu söylenemez. Ne var ki, araca ait borcun bir kısmı edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde evlilik birliği içinde ödendiği anlaşılmıştır. Mahkemece dinlenen uzman bilirkişi tarafından tesbit edilen ve itiraza uğramayan aracın karar tarihine yakın değeri 18.800 TL olarak belirlendiği saptanmıştır. Evlilik birliği içinde yapılan ödemeler gözönünde tutularak mahkemece yapılan hesaplama sonucu davacıya düşen edinilmiş mallara katılma alacağı olarak 4352 TL belirlenmiş ve mahkemece bu miktar hüküm altına alınmıştır. O halde davacı ve davalı vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle araçla ilgili 4352 TL ye ilişkin hüküm fıkrasının açıklanan nedenlerle ONANMASINA,
Davacı ... vekili, dava dilekçesinde ziynet eşyaları olarak set takım, 38 adet çeyrek altın, 1 adet tam altın, 26 adet bilezik (ortalama 15 gr. – 22 ayar) ve 1 adet saat mevcut ise aynen iadesine, değilse bedellerinin tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı vekili, sözü edilen eşyaların evden ayrılırken davacı tarafından yanında götürüldüğü savunmasında bulunmuştur. Davalı tanıkları davacı evden ayrılıp giderken kolunda bileziklerin olduğunu ve bir valizle taksiye binerek gittiğini gördüklerini bildirmişler, davacı tanıkları ise, davacının annesine geldiğini, ziynet eşyasının yanında olmadığını, konuşmalar sırasında evine dönmeyeceğini duyduklarını ve gördüklerini açıklamışlardır. Kural olarak, örf, adet ve hayatın olağan akışı gözönünde tutulduğunda açıklanan ziynet eşyalarının kadının tasarrufunda olduğu, sürekli olarak onun tarafından muhafaza edildiği kabul edilmektedir. Yüksek Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. Davacı zor kullanılarak evden çıkartılmadığına ve beyanlara göre isteği ile evden ayrılıp gittiğine göre sözü edilen eşyaların onun zilyet ve tasarrufunda olduğunun kabulü gerekir. Davalı tarafından cebir ve şiddet kullanılarak davacının evden ayrılmasına neden olunduğu yolunda herhangi bir kanıt elde edilememiştir. Bu nedenle ziynet eşyasına yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Davacı vekilinin, ev, kişisel ve çeyiz eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı vekili, 10.1.2007 tarihli dava dilekçesinde yatak odası takımı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, elektrikli süpürge, mutfak eşyaları, 6 parça halı, tüm giysi ve ayakkabılar ile tüm çeyiz eşyaları isteğinde bulunmuş, ancak bazı eşyaların cins ve miktarlarını, niteliklerini dilekçede belirtmemiştir. Yapılan keşifte iki taraf vekilleri hazır bulunmuş, uzman bilirkişi olarak götürülen inşaat mühendisi... tarafından dosyaya sunulan 6.8.2007 günlü raporda belirtilen eşyalara davacı vekili tarafından itiraz edilmiş ve 18.9.2007 tarihli itiraz dilekçeleri ile 48 kalem eşya listesinin verildiği anlaşılmıştır. Uzman bilirkişinin raporunda belirtilen eşya ise 32 kalemden ibarettir. Öncelikle ev eşyası, çeyiz eşyası ve kişisel eşyalar konusunda dinlenen bilirkişi konunun uzmanı değildir. Ünvanı inşaat mühendisi olarak raporda belirtilmiştir. Dava dilekçesinde bazı eşyalar için genel terimler kullanılmıştır. İtiraz dilekçesinde açıklanan 48 kalem eşya ise davalı tarafından kabul edilmemiştir. Saptanan bu durum karşısında HUMK. nun 213 ve 230. maddeleri gözetilerek davacı ya da vekilinin istiçvaba davet edilmesi, dava dilekçesinde açıkladıkları yatak odası takımı, mutfak eşyaları, 6 parça halı, tüm giysi ve ayakkabılar ile tüm çeyiz eşyalarının nelerden ibaret olduğu marka, cins, nitelik, miktar ve benzer özelliklerde sorularak değerleriyle birlikte tek tek açıklığa kavuşturulması buna göre genel terimlerle ifade edilen eşyaların kapsamlarının belirlenmesi, eşyalara ait fatura ve belgeler varsa dosyaya sunmaları için taraflara süre ve imkan tanınması, davalı vekilinin 16.02.2007 günlü cevap dilekçesindeki kabul niteliğindeki beyanları gözetilerek hangi eşyaların kabul edildiği hangilerinin kabul edilmediğinin saptanması, buna göre değerlendirmenin yapılması ondan sonra dosya bu işlerden anlayan, alım ve satımıyla uğraşan bir esnaf, bir mali müşavir veya muhasebeci ve bir hukukçudan kurulu üç bilirkişilik heyete verilerek değerlerinin tesbiti kendilerinden rapor alınması, ondan sonra durum değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken duraksama yaratacak biçimde sözü edilen eşyalar hakkında hüküm kurulması doğru değildir. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunmaktadır.
Davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle ziynet, ev, kişisel ve çeyiz eşyalarına ilişkin hüküm bölümünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, aşağıda dökümleri yazılı 179,00 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.232,30 TL"nin temyiz eden davalıdan alınmasına ve 15,60 TL peşin harcın da onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 03.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.