Esas No: 2021/24786
Karar No: 2022/292
Karar Tarihi: 19.01.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/24786 Esas 2022/292 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bir nitelikli yağma suçuyla ilgili olarak, bir sanığın beraat ederken diğer sanıkların mahkum olduğu bir dava hakkında yapılan bir istinaf başvurusu reddedildi. Dosya incelendi ve sanıklar hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan beraat hükümleri yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı tespit edildi. Ancak, bir diğer sanık hakkında yapılan mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusu kabul edildi ve hüküm BOZULDU. Kararda, nitelikli yağma suçunun silahla işlendiğinin belirlenmesine karşın, yasal koşulların ve hükmün usule uygun olmadığı belirtildi. Kanun maddeleri arasında, TCK'nın 145 ve 150/2. maddeleri ve TCK'nın 149/1. madde ve fıkrasının (d) ve (h) bentleri yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Sanık ... ile müdafii, katılan vekili
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-)Sanıklar ... ve ... hakkında 05/10/2020 ve 10/10/2020 tarihli nitelikli yağma suçlarından; sanık ... hakkında ise 07/12/2020 tarihli nitelikli yağma suçundan dolayı verilen beraat hükümlerine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi kararlarına yönelik yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız bozulmasını istediği temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir." ve aynı Kanunun 301. maddesinin "Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek,katılan vekilinin temyiz dilekçesinde özetle sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğini ileri sürmüş anılan sebebe yönelik yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine göre, sanıklar hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan beraat hükümlerinde ileri sürülen temyiz sebebi yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla istinaf isteminin esastan reddine dair karar hukuka uygun bulunduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ ile tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN ONANMASINA,
II-)Sanık ... hakkında 07.12.2020 tarihli nitelikli yağma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi kararının yapılan incelemesinde:
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanık müdafii temyiz dilekçesinde özetle; sanığın yağma suçuna ilişkin kastının olmadığını, hakkında 150/2. ve 168/3. maddelerin uygulanması gerektiğini ieri sürmüş, sanık ise temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu olayın gasp olmadığını, hukuki nitelemenin yanlış yapıldığını, eksik araştırma ile karar verildiğini belirtmiş, katılan vekili ise temyiz dilekçesinde özetle; sanığın silahla, birden fazla kişi ile, iş yerinde, gece vakti yağma suçunu işlediğini, nitelikli yağma suçundan hüküm kurulması gerektiğini, Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin TCK’nın 150/2. maddesinin uygulanması gerektiğine yönelik olduğu belirlenerek anılan sebebe yönelik yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdiri ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararına göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-) Nitelikli yağmaya suçunun silahla işlendiğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında temel ceza uygulanırken TCK'nın 149/1. madde ve fıkrasının (d) ve (h) bentlerinin yanı sıra (a) bendinin de uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-) TCK'nın “Daha az cezayı gerektiren hâl” başlıklı 150/2. maddesinde; “Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar inidirilebilir.” denilmektedir.
Maddenin gerekçesinde ise; “Maddenin ikinci fıkrasında, yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılması gerektiği kabul edilmiştir.” açıklamasına yer verilmiştir.
TCK’nın 145. maddesiyle daha az ceza verilmesini gerektiren bir nitelikli hâl olarak “Değer azlığı”, hırsızlık suçu bakımındanda suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” ibaresi ilâvesiyle- hüküm altına alınmış bir husustur.
Y.C.G.K'nın 21.12.2010 günlü, 6-225/268, yine 15.12.2009 günlü, 6/242-291 esas ve karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK'nın 145. veya 150/2. maddelerinde veya gerekçelerinde “Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” koşulu yoktur. Elbette değerin az olmasına ilaveten, daha çoğunu alma olanağı varken daha azı alınmış ise; bu maddeler sanık lehine uygulanmalıdır. Ancak; her iki maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir.
TCK'nın 145 veya 150/2. maddeleri uyarınca faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması kural olarak yeterli olup, suç ve cezada kanunilik ilkesi ile aleyhe kıyas ve yorum yasağı gereği, kanunda bulunmayan başka bir koşul ihdas edilemez.
Hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
TCK'nın 145 ve 150/2. maddelerinin uygulanmasında hâkime geniş bir takdir yetkisi tanınmış olup, T.C Anayasasının 141/3, 5271 sayılı CMK'nın 34, 223, 230 ve 289. maddeleri uyarınca sözü edilen yetki kullanılırken, keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermeksuretiyle açıklanmalı ve uygulama yapılmalıdır.
Öte yandan hâkim, TCK'nın 145 veya 150/2. maddeleriyle kendisine tanınan takdir yetkisini kullanırken, evrensel ceza hukuku prensiplerinden olan ve ceza kanunlarımızın hazırlanmasında esas alınan, kanunilik, belirlilik, orantılılık ve ölçülülük ilkeleri, kıyas ve aleyhe yorum yasağı ile mükerrer değerlendirme yasağına uygun bir değerlendirme yapmak zorundadır.
Bu açıklamalardan değer az ise, verilecek cezadan mutlaka indirim yapılmalıdır gibi bir anlam da çıkartılmamalıdır.Diğer bir anlatımla indirim yapıp yapmama hususu her somut olayda özenle değerlendirilmelidir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce benimsenen içtihatları uyarınca; rögar kapağı, plaka, sürücü belgesi, kimlik belgesi ve bankamatik kartı gibi eşyaların hırsızlık suçuna konu olması halinde, ortaya çıkan tehlike veya bunların yeniden çıkartılması için sarf edilecek emek ve mesai vb.’de gözetilerek değer azlığı indirimi yapılmamalıdır.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde, sanığın suç tarihinde gayri resmi birliktelik yaşadığı sanık ...’nın torunu olan 11 aylık bebek için mama parası almak amacıyla bebeğin babası olan katılanın iş yerine giderek katılanı tehdit etmek suretiyle para istediği, katılanın vermemesi üzerine sanığın katılana yumruk attığı ve üzerinde bulunan silahla yere ateş etmek suretiyle korkuttuğu katılanın, olay sırasında iş yerinde bulunan arkadaşı olan tanık ...’ye kasadan 260 TL parayı sanığa vermesini söylemesi üzerine sanığın tanıktan aldığı 250 TL para ile olay yerinden ayrılması şeklinde gerçekleşen eylemde sanığa verilen cezadan değer azlığı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 150/2. maddesiyle cezadan indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye değişik gerekçelerle uygun olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 304/2. maddesi uyarına yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın ...(...) Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine, 19/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.