17. Hukuk Dairesi 2015/9382 E. , 2018/4214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin yolcusu olduğu zorunlu trafik sigortası bulunmayan araç ile dava dışı aracın karıştığı trafik kazası sonucu müvekkilinin malul kaldığını, davadan önce davalının kısmi ödeme yaptığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL daimi işgücü kaybından kaynaklanan tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle daimi işgöremezlik talebini 25.433,15 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile; 25.433,15 TL"nin 1.000,00 TL"sine olay tarihi olan 30/05/2006 tarihinden, geri kalan 24.433,15 TL"nin ise ıslah tarihi olan 30/02/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle ...’ndan maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nin 43.(6098 sayılı TBK’nin 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda davacı ... zorunlu trafik sigortası bulunmayan sepetli motorsiklette yolcu konumundadır. Soruşturma dosyasında dava dışı motorsiklet sürücüsü ... beyanında; yolcu ...’un gözlerinin görmediğini, kayıt maliki değilse de motorsikletin ...’un olduğunu, ... köye dilenmek için gideceğinden, gözleri görmediğinden kendisinden sürmesini istediğinden motorsikleti kendisinin sürdüğünü belirtmiştir. Dava dışı yolcu ... beyanında; sürücü ...’ın kendisinin yeğeni olduğunu, köylerine gitmek için yola çıktıklarını ifade etmiştir. Motorsiklette yolcu olarak ayrıca sürücünün yeğeni ... ile bekar olan davacının dava dışı ... tarafından kazadan sonraki tarihte tanınan çocuğu ...’ın da bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili cevap dilekçesinde olayda hatır taşıması olduğunu savunmuş, mahkemece hatır taşıması konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece davalı vekilinin hatır taşıması savunması üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak, tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. maddesine (818 sayılı BK 44. md.) göre zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Somut olayda tüm dosya kapsamından zorunlu trafik sigortası bulunmayan sepetli motorsiklette sürücü dışında dört yolcunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Yolculardan biri sürücünün arkasında oturmakta olup, davacı, davacının çocuğu ve bir çocuk ise sepette yolculuk etmektedir. Motorsikletin ruhsatında istiap haddi 1 olup, römork takılamayacağı yazılıdır. Soruşturma dosyasından çarpışma şiddetinin hafif olduğu, motorsikletin savrulmadığı ancak davacının kaza sırasında sepetten yere düştüğü anlaşılmış, mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının maluliyeti sol kalça hareket
kısıtlılığından verilmiştir. Ayrıca motorsiklet sürücüsü kaza tarihinde 18 yaşını doldurmuş olup, sürücü belgesi bulunmamaktadır. Davalı vekili temyiz dilekçesinde istiap haddinin aşıldığını, davacının sürücü belgesi bulunmayan sürücünün motorsikletine bindiğini, müterafik kusurlu olduğunu savunmuştur. Mahkemece bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. (818 sayılı BK 44. md.) maddesi gereğince istiap haddi ve sürücü belgesi hususlarından dolayı davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Kabule göre de; ... yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek ... Yönetmeliğinin 9, 14 ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren Güvence Hesabının temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise Güvence Hesabının temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.
Somut olayda mahkemece dava dilekçesinde talep edilen 1.000,00 TL bakımından davalı ...’nın tespit edilecek temerrüt tarihi yerine, kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 17/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.