Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2971
Karar No: 2018/4674
Karar Tarihi: 10.07.2018

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/2971 Esas 2018/4674 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2016/2971 E.  ,  2018/4674 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    ... sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 120 ada 18 parsel sayılı 36.155,89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle...., ... ve ... adlarıına tespit ve tescil edilmiştir....adına kayıtlı olan 1/2 pay kadastronun kesinleşmesinden sonra 16.09.2011 tarihinde diğer malikler Gazi ve ... adlarına satış suretiyle tapuda kayden intikal ettirilmiştir. Davacı ... çekişmeli taşınmazın müşterek muris ...’den intikal ettiği ve mirasçıları arasında terekesinin taksim edilmediği iddiasına dayanarak çekişmeli taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 120 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 05.08.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 14.280,25 metrekarelik bölümünün davalılar adına olan tapu kaydının, ... 2. Noterliği"nce tanzim edilen 20.01.2014 tarih, ... yevmiye numaralı veraset ilamındaki davacı ..."ün payı nispetinde iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastrodan önceki nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ..., çekişeli taşınmazın müşterek muris ...’den intikal ettiği ve murisin ölüm gününden sonra mirasçıları arasında terekesinin taksim edilmediği iddiasına dayanarak miras payının verilmesi için dava açmıştır. Davalılar ... ve ...; taşınmazın yarısını ...’den satın aldıklarını, satın aldıkları bu bölümde davacının bir hakkı bulunmadığını, davacının 23.11.2003 tarihli senet ile müşterek muristen kalan tüm taşınmazları kendilerine sattığını ve taşınmazda kendilerinin zilyet olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Davacı, cevaba cevap dilekçesinde; davalıların dayandığı senetteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek sahtelik iddiasında bulunmuştur. Mahkemece, davalıların dayandığı senetteki imzanın davacıya aidiyetinin belirlenemediği, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen temyize konu bölümünün müşterek muristen intikal ettiği ve murisin ölüm gününden sonra taksim yapılmadığı gerekçesiyle bu bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli değildir. Dosya kapsamına göre, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen temyize konu bölümünün müşterek muristen intikal ettiği ve murisin ölümünden sonra mirasçıları arasında taksime konu edilmediği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, davalıların dayandığı senetteki davacı adına atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı ve imza davacıya ait ise senedin tanziminden sonra zilyetliğin davalılar tarafından kendi adlarına malik sıfatıyla yürütülüp yürütülmediği noktasındadır. Davalıların dayandığı ve davacının satıcı olarak görüldüğü senette; davacı ...’ün, çekişmeli taşınmazın da bulunduğu ...’nde bulunan ve müşterek muris ...’den intikal eden tüm taşınmazları davalılar Gazi ve ...’e sattığı yazılıdır. Davacının imza inkarında bulunması üzerine, senette davacıya atfedilen imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 27.04.2015 tarihli raporda; “İmzanın teşhise götürecek karekteristik meteryal, önemli yazı ve tanı unsuru içermediği, karalama tarzında çizgilerden ibaret, tersiminin basit, taklidinin kolay bir imza olması nedeniyle ... eli ürünü olup olmadığı yönünde bir tespite gidilemediği” açıklanmıştır. ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde de; suç konusu senedin herhangi bir işlemde kullanılmadığı gerekçesiyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir. Adli Tıp Raporu içeriğinden anlaşıldığı üzere teknik inceleme ile söz konusu imzanın davacıya ait olup olmadığı kesin olarak belirlenememiştir. Buna rağmen mahkemece, senette adı yazılı tanıklardan sadece ...’un beyanına başvurulmuş, diğer senet tanıkları ...ile muhtar ... Değerli’yi dinletmek isteyip istemedikleri davalılardan sorulmamıştır. 6100 sayılı HMK’nın 31.maddesinde yer alan “Hakimin davayı aydınlatma ödevi” ilkesi kapsamında hakimin, senet tanıklarını dinletme talepleri olup olmadığını davalılara hatırlatması ve talepleri halinde tanık sıfatıyla davet ederek beyanlarına başvurması gerekirken bu usule riayet edilmemiş olması isabetsiz olmuştur. Öte yandan; beyanına başvurulan senet tanığı ...’un, imzanın davacıya ait olduğuna ilişkin beyanına neden itibar edilmediğinin gerekçeli kararda tartışılmaması da isabetsizdir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
    Doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle, davalılara dayanak senetteki tanıklarının tamamını dinletme talepleri olup olmadığı sorulmalı, talep etmeleri halinde tüm senet tanıkları ve tarafların verilen kesin süreye rağmen tanık göstermedikleri gözetilerek mahalli bilirkişiler ile teknik fen bilirkişisi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalı, senet tanıklarından, 23.11.2013 tarihli senet içeriğinin doğru olup olmadığı ve temyize konu bölümde zilyetliğin hangi tarihten beri, kim tarafından, ne şekilde yürütüldüğü, yine mahalli bilirkişilerden de taşınmazın davacı tarafından davalılara satılıp satılmadığı ve temyize konu bölümde zilyetliğin hangi tarihten beri, kim tarafından, ne şekilde yürütüldüğü hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanların çelişmesi halinde çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve hangi delile neden üstünlük tanındığı mevzuat çerçevesinde tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 10.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi