11. Ceza Dairesi Esas No: 2015/7337 Karar No: 2017/6848 Karar Tarihi: 19.10.2017
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/7337 Esas 2017/6848 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada sanığın başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suçundan mahkumiyet kararı verilmiştir. Ancak fotoğrafta sahtecilik yapıldığı iddiasının araştırılmadan, eksik inceleme sonucu hüküm kurulmuştur. Ayrıca, denetimli serbestlik tedbirinin süresi belirlenirken yasaya aykırı davranılmış ve hak yoksunluğu cezaevindeki sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından uygulanabileceği gözetilmemiştir. Bu sebeplerle mahkeme kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, 5237 sayılı TCK'nın 58/7. maddesi ve 53/3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi belirtilmiştir.
11. Ceza Dairesi 2015/7337 E. , 2017/6848 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür. 1-Sanığın, mağdur ... adına düzenlenmiş nüfus cüzdanı üzerinde fotoğraf değişikliği yolu sahtecilik yaptığı iddia ve kabul olunmuş ise de, gerek iddia gerekse mahkemenin kabulünde nüfus cüzdanı üzerinde soğuk damganın bulunmadığının belirtildiği, ekspertiz raporunda da belge üzerinde soğuk mühür izinin bulunduğuna dair bir ibarenin bulunmadığının anlaşılması karşısında, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olduğu cihetle, emanette kayıtlı nüfus cüzdanı yeniden getirtilip incelenmek suretiyle fotoğraf üzerinde soğuk mühür izinin bulunup bulunmadığı duruşma tutanağına geçirilip, belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya arasında bulundurulması gerektiği ve fotoğraf üzerinde soğuk mühür izinin bulunmaması halinde fotoğraf değişikliği yapılmak suretiyle gerçekleştirilen sahteciliğin ilk bakışta dikkat çekecek nitelikte olduğundan iğfal kabiliyetini haiz olmayacağı ve suçun unsurları itibariyle oluşmayacağı gözetilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; a)5237 sayılı TCK"nın 58/7. maddesi gereğince "mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazda duraksamaya, karışıklığa neden olacak ve infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi, yasaya aykırı, b)5237 sayılı TCK"nın 53/3. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yeralan hak yoksunluğunun sanıkların sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi ve TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.