2. Ceza Dairesi 2017/284 E. , 2017/1317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dairemizin 07/04/2015 gün ve 2013/2220-2015/7073 sayılı bozma kararına karşı mahkemesince direnme kararı verilmesi üzere dosyanın gönderildiği Yüksek Ceza Genel Kurulunun 14/12/2016 gün ve 2016/1091-2016/2010 sayılı gönderme kararı ile dosyanın dairemize gönderilmesi üzerine 5271 sayılı CMK’nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 307. maddenin 3. fıkrası uyarınca yapılan inceleme sonucu her ne kadar mahkemesince direnme kararı verildiği belirtilmiş ise de, direnme kararında bozmadan önce verilen kararda yer verilmeyen yeni gerekçeler gösterildiği ve bu itibarla mahkemenin verdiği kararın direnme kararı olmayıp bozmaya uyularak verilmiş bir karar olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Tanık..."ın soruşturma evresinde alınan ifadesinde olay tarihinde saat 17:30 sularında sanıkların kullandığı arabayı gördüğünü ve ilgililere haber verdiğini beyan ettiği, olay yeri tespit tutanağı içeriğinde de olay yerine saat 20:15 sularında gelindiğinin belirtildiği yaz saati uygulamasına göre, suç tarihinde güneşin saat 20.38"de battığı ve gecenin ise saat 21:38"te başladığının anlaşılması karşısında; eylemin gündüz vakti işlendiğinin kabulü gerektiğinden, sanıkların eylemlerine uyan 765 sayılı TCK"nın 493/1-son, 522, maddeleriyle 5237 sayılı Yasanın 142/1-b, 116/2, 119/1-c, 151/1. maddeleri uyarınca, mala zarar vermek suçu ile ilgili olarak uzlaşma koşulları da değerlendirilerek uygulama yapılarak, cezalar ayrı, ayrı tespit edilip, sonuç cezalar karşılaştırılarak lehe olan yasa belirlenerek uygulama yapılması gerekirken, uzlaşma hükümleri tatbik edilmeden ve eylemin gece vakti işlendiği kabulle karşılaştırma yapılarak hüküm kurulması, 765 sayılı Kanun açıkça sanıklar lehine olduğundan bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanıklar hakkında 05.01.2012 tarihinde kurulan mahkumiyet hükmünün sanıklar müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin 07.04.2015 günlü ilamı ile bozulmasına karar verildikten sonra yapılan yargılamada sanıklar müdafiine yöntemine uygun olarak duruşma günü bildirilerek, bozmaya karşı diyecekleri de saptandıktan sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, sanıklar müdafiine duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilip duruşmadan haberdar edilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle 1412 sayılı CMUK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması ve savunma hakkının kısıtlanması,
2-Bozma ilamımızda belirtildiği üzere, sanık ..."un aşamalarda yüklenen suçu işlemediğini, atılı suça katılmadığını savunması karşısında; sanığın 07/06/2005 tarihinde diğer sanıklarla birlikte... plakalı araçla ..."de bir fabrikadan hurda almaya geldikleri sırada kolluk tarafından araç plakasından tanınarak yakalanması dışında, 31.05.2005 tarihindeki hırsızlık eylemine katıldığına dair mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gözetilmeden, sanık ..."un beraati yerine, yazılı şekilde hükümlülüğüne karar verilmesi,
3- Gerekçeli kararın hüküm bölümünde; sanıkların çalmaya çalıştıkları eşyanın niteliği ve değeri tespit edilemediğinden değeri pek hafif olduğu kabul edildiği halde 765 sayılı Kanun"un 522/1. maddesi uyarınca cezanın 1/3"ne kadar indirilmesine karar verilmesi gerekirken 1/2 oranında indirim yapılması,
4-Sanıklar hakkında 765 sayılı TCK"nın lehe kabul edilerek anılan Kanun"un 493/1-son ve 522. maddeleri ile uygulama yapılmasına rağmen, hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezaların ertelenmesine karar verilmesi sırasında 5237 sayılı TCK"nın 51. maddesi uygulanmak suretiyle karma uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.