Davacı M.. A.. vekili Avukat Ş.. C.. tarafından, davalı B.. San. İnş. Ltd. Şti. aleyhine 13/11/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava konusu taşınmazının yakınında bulunan baraj inşaatının yapımı sırasında davalı şirket tarafından dinamit patlatılması nedeniyle taşınmazının zarara uğradığını ve bu zararının tahsili istemiyle Çaldıran Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/36 Esas sayılı dava dosyasında zararının 23.541,00 TL olarak belirlendiğini ve tarafından ıslah edilmeyen davada 7.000 TL tazminatın davalı şirketten tahsiline karar verildiğini belirterek, bakiye 16.500 TL olan zararının davalı şirketten tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının davasının kabulü ile 16.500,00 TL"nin davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir. Dava dosyası arasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinde; Çaldıran Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/36 Esas ve 2009/85 Karar sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporu ile davacının taşınmazının davalı şirket tarafından dinamit patlatılması nedeniyle zarar gördüğü ve taşınmazda meydana gelen zararın 23.541,00 TL olduğunun belirlendiği bununla birlikte taşınmazın deprem yönetmeliğine uygun bir yapı olmadığı konusunda da bir belirleme yapıldığı,mahkemece, patlatma işlemini yapan davalı B.. San. İnş. Ltd. Şti."nin kusurlu olduğu, buna karşın teknik bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere konut sahibi davacının da evini deprem yönetmeliğine tam uygun yapmayarak patlatmalar dolayısıyla meydana gelen zararın artmasına sebep olduğu, dolayısıyla davacının da kusurlu olduğu, inşaat bilirkişisi raporunun incelenmesinden binaların deprem yönetmeliğine tam uygun yapılması halinde bu denli olmasa bile zararın ortaya çıkacağının anlaşıldığı, davalı patlatmaları yapan şirketin daha kusurlu olduğu ve taşınmazın deprem yönetmeliğine uygun yapılması halinde aynı şiddetteki patlatmalar karşısında meydana gelmesi olası zararın teknik olarak hesaplanmasının mümkün olmadığı hususunun inşaat mühendisinden alınan raporla anlaşıldığı, bu nedenle tarafların kusur miktarının tayininin gerektiği, bunun için de dosyanın hukukçu bilirkişiye tevdii yerine aynı hukuk eğitimi ve bilgisi doğrultusunda hakkaniyete uygun şekilde mahkemece yapılabileceği belirtilerek davacıya % 40, davalı B.. San. İnş. Ltd. Şirketi"ne ise % 60 kusur oranı takdir edilerek istemin kabulüne karar verildiği ve kararın Dairemizce onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava dosyasında ise, Çaldıran Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/36 Esas ve 2009/85 Karar sayılı dava dosyasında kesinleşen kusur oranı dikkate alınmadan istemin tamamının kabulüne karar verilmiştir. Oysa tarafların kusur oranı dikkate alınarak karar verilmelidir. Bu yön gözetilmeden karar verilmesi yerinde olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.