10. Hukuk Dairesi 2015/24191 E. , 2018/1592 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kurumca re"sen tahakkuk ettirilen fark işçilik, prim ve gecikme zammı borcunun iptali ile asgari işçilik oranının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanığı olan 506 sayılı Kanunun "Prim Belgeleri" başlığını taşıyan 79"uncu maddesinin 12"nci fıkrasında; bu Kanunun 83"üncü maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından ihale yoluyla yaptırılan her türlü işlerden dolayı yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığının Kurumca araştırılacağı, usul ve esasları yönetmelikle belirlenecek bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğunun anlaşılması durumunda, bildirilmemiş olan işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarının, gecikme zammı ile birlikte sigorta müfettişince inceleme yapılması istenilmeksizin işveren tarafından ödendiği takdirde, işyeri hakkında sigorta müfettişine inceleme yaptırılmayabileceği belirtilmiş; 16"ncı fıkrasında; Kuruma, yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığının araştırılmasına ilişkin yöntem, işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik tutarının tespitinde ve Kuruma yeterli işçilik bildirmiş olup olmadığının araştırılmasında dikkate alınacak asgari işçilik oranlarının saptanması ve asgari işçilik oranlarına yönelik itirazların incelenerek karara bağlanması amacıyla Kurum bünyesinde Asgari İşçilik Tespit Komisyonu kurulduğu açıklanmıştır.
506 sayılı Kanunun 79"uncu maddesinde; ünitece yapılan araştırma sonucunda, anılan (b) bendine göre saptanan ve Kuruma bildirilmediği anlaşılan asgari işçilik miktarı üzerinden bulunan prim tutarının, faaliyet süresinin son ayına mal edilerek tahakkuk ettirilmek suretiyle gecikme zammı ile birlikte ödenmek üzere işverene tebliğ olunacağı, işverence borcun tebliğ gününden itibaren bir ay içinde ödeneceğinin ve daha sonra sigorta müfettişince inceleme yapılması istenilmeyeceğinin bir dilekçe ile bildirilmesi durumunda borcun kesinleşeceği ve işlemlerin sonuçlandırılacağı, ünite tarafından hesaplanan borcun yapılan tebligata karşın ödenmeyeceğinin bildirilmesi veya tebligatta belirtilen sürede bildirimde bulunulmaması durumunda sigorta müfettişince inceleme yapılacağı, sigorta müfettişince inceleme yapılmasına başlanıldıktan sonra inceleme sonucuna göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
12.05.2010 tarihinde yürürlüğe giren ve 5510 sayılı Yasaya dayalı olarak çıkartılmış yeni Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde de benzer hükümler öngörülmüş olup, 110. vd maddelerinde ihaleli işlerde asgari işçilik uygulaması yapılırken, ihale konusu işlerde kesin kabulün ya da geçici kabulün noksansız yapıldığı tarihe kadar Kuruma bildirilmiş olan işçilik miktarının dikkate alınacağı, ilgili Kurum ünitesince ihale konusu işlerde yapılan araştırma sonucunda tespit edilen ve Kuruma bildirilmediği anlaşılan asgari işçilik miktarı üzirenden hesaplanan prim tutarının, aksine bir tespit olmaması halinde, ihale konusu işin faaliyet süresinin son ayına mal edilerek tahakkuk ettirilmek suretiyle gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte ödenmek üzere işverene tebliğ olunacağı ve bu tebliğden sonra itiraz prosedürü açıklanmış ve 5510 sayılı Yasanın konu ile ilgili benzer düzenlemeyi öngören 85. maddesinde; "Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen usullerle Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgari işçilik tutarı üzerinden Kurumca re"sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri, 88"inci ve 89"uncu maddeler dikkate alınarak işverene tebliğ edilir. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz." hükmü yer almaktadır.
5510 sayılı Yasanın 85"inci ve 506 sayılı Yasanın 79/13 maddesinde öngörülmüş olan bir aylık süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup, Kurum işleminin tebliğinden itibaren bir aylık süre içinde itiraz edilmemesi halinde, Kurumun işleminin ve dolayısıyla borcun idari aşamada kesinleştiğinin kabulü gerekir.
Davaya konu somut olayda ise, mahkemece, davalı Kurum tarafından davacı şirket hakkında yapılan inceleme dönemi ve prim tahakkuna dair işlemleri dikkate alınarak, prim borcunun davalı şirkete tebliği ve şirketçe yapılan itiraz ile kanunda belirtilen bir aylık hak düşürcü süre nedeniyle, öncelikle 5510 sayılı Yasanın 85"inci maddesinde yer alan prosedür kapsamında davaya konu olan Kurum alacağının kesinleşip kesinleşmediği irdelenmeli, davanın anılan prosedürde belirtilen süre içerisinde açıldığının anlaşılması halinde şimdiki gibi, süresi geçtikten sonra açıldığının tespiti halinde ise borcun idari aşamada kesinleştiği ve bu nedenle davalı Kurumun alacağına dönüşen tutar hakkında 6183 sayılı Yasa kapsamında icra safhasına geçilmeden önce davanın açılmasının mümkün olmadığı hususu dikkate alınarak bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik araştırma hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.03.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.