Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi adına çıkartılan satış ilanının tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre yapılmış ise de, Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin uygulanmadığı görülmektedir.  Tüzüğün anılan maddesine göre, muhatabın adresinde neden bulunmadığı komşu, kapıcı, yönetici, zabıta amir ve memurları vs. gibi kimselerden sorulmalı, tevziat saatinden sonra adrese gelindiğinin tespit edilmesi ve bunun tebligat parçasına yazılıp ilgilisine imza ettirilerek belgelendirilmesi halinde 21. maddeye göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğundan sözetmek mümkündür. Somut olayda yukarıda yazılı hususlar yerine getirilmediğinden yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür(Hukuk Genel Kurulu"nun 18.4.2001 tarih, 2001/6-386 esas, 2001/389 karar sayılı kararı). Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre, borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Bu nedenle istemin kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle itirazların kül olarak yersiz olduğundan bahisle reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. 
SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.