15. Ceza Dairesi 2020/1162 E. , 2021/1865 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-d , 35/2, 62, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d, 35/2 maddeleri gereğince cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi gereğince hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca denetim süresine tabi tutulmasına dair İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18/06/2013 tarih ve 2013/17 Esas, 2013/254 Karar sayılı kararının, 06/08/2013 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içinde, 06/11/2016 tarihinde yeniden işlediği ikinci suçtan dolayı sanığın mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın kesinleşmesiyle yapılan ihbar üzerine CMK"nın 231/11. maddesi gereğince; hükmün açıklanmasına ilişkin İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarih, 2018/541 Esas, 2018/598 Karar sayılı kararı ile sanığın atılı suçtan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın babasına ait olan taşınmaz hissesini satabilmek için kimliği tespit edilemeyen bir kişiyle anlaşarak babasına ait kimlik bilgileri kullanılarak sahte nüfus cüzdanı ile noterden satış vekaletnamesi düzenlettirdiği, bu sahte belgelerle satış yapacağı sırada tapu müdürlüğünde durumun fark edildiği bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediği iddia olunan olayda; sanığın savunması, müşteki beyanları ile dosya kapsamına göre; sanığın nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediği anlaşılmakla nüfus kayıt örneğine göre, sanık ile katılan arasında üstsoy-altsoy ilişkisinin bulunması karşısında, sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nın 167/1-b ve 5271 sayılı CMK"nın 223/4-b maddeleri kapsamında şahsi cezasızlık hükümleri gereğince, atılı suçtan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de; Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesi 03/12/2007 tarihli ilamı ile sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 158/1-d, 35/2, 62, 52, 50 maddeleri gereğince 3.000 ve 20,00 TL adli para cezası verildiği ve bu hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine 11. Ceza Dairesinin 13/12/2012 tarih, 2010/7671 Esas, 2012/21645 Karar sayılı ilâmı ile bozularak mahkemesine gönderildiği, temyizin sanık müdafii tarafından yapılmış olması karşısında CMK 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkı olduğu gözetilmeden hakkında Yargıtay bozma ilamına uyularak 13/11/2018 tarihinde kurulan son hükümde; sanığın 5237 sayılı TCK"nın 158/1-d, 35/2, 62, 52/2, 53 maddeleri gereği 5 ay hapis ve 20,00 TL adli para cezası verilerek bozmadan önceki cezadan daha ağır bir cezaya hükmolunması suretiyle CMUK"nun 326/son maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.