18. Hukuk Dairesi 2015/11047 E. , 2015/14009 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak ... İli .. İlçesi ... Mahallesi 12371 ada 1 (yeni 27881/1) parsel sayılı taşınmazın bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
Şöyle ki:
1-Kamulaştırmasız el atma davalarına da uygulanan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun kıymet takdiri esaslarını gösteren 11.maddesinin 3.fıkrasının özellikle arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca kamulaştırma gününden önce özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerinin tesbiti ve bedelin tesbitinde etkisi olan diğer unsurlarda dikkate alınarak 4.fıkra gereğince her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirlenip dayanakları gösterilmek suretiyle değerlendirilerek kamulaştırma bedelinin saptanması gerekmektedir.
Emsalin kamulaştırılan taşınmazla aynı konumda olması, taşınmaza yakın mesafede bulunması, aynı nitelik ve özellikleri taşıması, benzer yüzölçümünde olması veya kamulaştırmaya yakın günlerde satılmış olması zorunlu değildir. Aynı özellik ve nitelikleri taşıyan başka yerlerde bulunan ve kamulaştırma gününden önce satılmış olan taşınmazlar da emsal alınabilir.
Bu emsalin satış fiyatına Türkiye İstatistik Kurumu üretici fiyat endeksi uygulanmak suretiyle değerlendirme tarihinde oluşan fiyatları bulunduktan sonra dava konusu taşınmazla karşılaştırılıp incelenerek aradaki farklılıklar belirtilip üstün ve eksik yönleri açıklanmalı, bu nitelik ve farklılıkların taşınmazın değerine olan etkilerinin ne olduğu belirtilmeli ve bu suretle yapılacak karşılaştırma ile dava konusu taşınmazın değeri belirlenmelidir.
Mahkemece tarafların vereceği ya da re"sen belirlenecek emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten ve bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptandıktan sonra incelenen emsal imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması halinde, dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Kanununun 18. maddesinin 2.fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de
dikkate alınmalı ayrıca 2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereği emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırmasında gözönünde tutulması ve buna göre dava konusu taşınmaz ile emsalin 2009 yılı itibariyle emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından getirtilip karşılaştırılarak değerlendiğirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişkinin giderilmiş olması gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda somut emsal alınarak incelenen .... Mahallesi 5365 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 17.07.1995 tarihli satışının esas alındığı, satış tarihinin çok eski olması sebebiyle seçiminin isabetli olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgeden, benzer yüzölçümlü ve yakın tarihli satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılıp, emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten ve bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptandıktan sonra yukarıda açıklanan esaslara uygun incelemeyi ve sonucunu içeren bilirkişi raporları alınıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Mahkemece yapılan keşif üzerine dosyaya sunulan 18.06.2010 havale tarihli fen bilirkişi raporu ve ekindeki krokide el atılan kısmın dava konusu taşınmazın önceki hali olan 12731 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sınırları dahilinde sarı renkli boyalı şekilde A harfiyle 6368 m² olarak gösterildiği, ancak yine kroki ve rapordaki açıklamalar doğrultusunda dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda yapılan plan değişikliği ve buna uygun olarak yapılan parselasyon sonucu taşınmazın en son 6508 m² yüzölçümlü olarak 27881 ada 1 parsel numarasıyla tescil edildiği ve davacının bu parselde 57/6508 m² olarak hisselendirildiği, bu suretle bu parselasyon işlemi sonucu dava konusu taşınmazın ve el atılan kısmın yüzölçümü ile sınırlarının değiştiği anlaşılmıştır. Bu itibarla davacının hisselendirildiği son parsel olan 27881 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ne kadarlık bir el atma bulunduğu tespit edilip, buna göre davacının hissesine düşen miktarda bedel tespiti yapılması gerekirken davacının hissesinin tamamına el atıldığı değerlendirilerek bu yönde bedel tespiti ile fazlaya hükmedilmesi,
3-Mahkemece Yargıtay bozma ilamından sonra dava değerinin ıslahla artırılamayacağı gerekçesiyle ıslahla artırılan kısım yönünden davanın reddine karar verilmişse de, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 02.11.2011 tarih ve 2011/10290E.-18051K. sayılı bozma ilamı, mahkemece dava konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına şeklinde verilen ilk hükmün yerinde olmadığının tespitine yönelik usule ilişkin bir bozma olup, işin esası hakkında tahkikat yapılarak sonucuna göre karar verilmesini öngörmektedir. Bu nedenle bu tür bir bozma sonrası ıslahın mümkün olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı olarak,
4-2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen geçici 6.maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları 13.03.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarih, Esas 2013/95 ve 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edildiğinden; 04.11.1983 tarihinden sonra elatılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız elatma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiği dikkate alınarak mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 08.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.