Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/5564 Esas 2016/14018 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5564
Karar No: 2016/14018
Karar Tarihi: 27.10.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/5564 Esas 2016/14018 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2016/5564 E.  ,  2016/14018 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 06.09.2013 tarihli profesyonel futbolcu transfer sözleşmesi kapsamında davalıya 2013 yılı alacaklarına ilişkin 29.03.2014 tanzim tarihli, 30.05.2014 vade ve 30.06.2014 vade tarihli sırasıyla 25.000,00 Euro ve 27.033,00 Euro tutarında iki adet bono verildiğini ancak daha sonra 27.08.2014 tarihinde imzalanan protokolle davalının tüm alacak ve fesih tazminatı toplamının 100.000 Euro olarak kararlaştırıldığını, bu senedin tahsili için girişilen icra takibinin kesinleşmesinden sonra davalının iade etmesi gereken ilk senetleri geri vermeyerek icra takibine konu yaptığını iddia ederek, önceki verilen iki adet senet nedeni ile borçlu olmadıklarını, söz konusu senetlere dayalı takibin mükerrer olduğunu iddia ederek, Eskişehir 1. İcra Müdürlüğü"nün 2015/564 sayılı dosyasında takibe konu bonolar nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevabında, kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesinin geçerli olup, mükerrer takibin söz konusu olmadığını, ilk takibin taraflar arasında imzalanan fesih protokolünde belirlenen tazminata ilişkin olduğunu, ikinci takibin ise müvekkilinin davacı kulüp ile aralarındaki profesyonel futbolcu sözleşmesinin geçerli olduğu dönemde kulübün sporcuya ödemesi gereken ücret karşılığı verildiğini, fesih protokolünde belirtilen bedelden tamamen ari olduğunu, her iki takibin farklı alacaklara ilişkin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davacı ile davalı arasında imzalanan 27.08.2014 tarihli sözleşme ile taraflar arasında düzenlenen 06.09.2013 tarihli transfer sözleşmesinin feshine karar verildiği, davalı oyuncunun fesih tarihi öncesine ait yükümlülükler ile sözleşmenin erken feshi nedeniyle tazminat olarak 100.000 Euro olacağı, bu 100.000 Euro ödenmesinden sonra tarafların birbirlerine karşı finansal ve sözleşmesel hiçbir yükümlülüğünün olmadığı ve karşılıklı birbirlerini ibra ettikleri, ayrıca bu 100.000 Euro ödeme haricinde sözleşme ile ilgili birbirlerine dava açma haklarından vazgeçtiklerinin açıkça ifade edildiğinden fesih öncesi yükümlülüklerine ilişkin verilen dava konusu bonolar nedeniyle artık davacı kulübün davalı oyuncuya borçlu olmadığı, bu nedenle fesih öncesi yükümlülüklere ilişkin olduğu tartışmasız olan ve ödenmeyen iki bono nedeniyle davalı oyuncunun takibe geçme hakkının bulunmadığı, açık sözleşme hükmüne rağmen takibe geçilmesi nedeniyle davalının kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.