Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Kural olarak İİK"nun 40. maddesi gereğince bir ilamın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durdurur. Anılan maddenin 2. fıkrasına göre ise, bir ilam hükmü icra edildikten sonra nakzedilip de, aleyhinde icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kat"i bir ilamla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur. Bu nedenle borçlunun icranın iadesini isteyebilmesi için (İİK"nun 40/2. maddesi gereğince) bozmadan sonra verilecek hükmün kesinleşmesi zorunludur.
Somut olayda şikayete konu edilen takip, borçlu Serkan Yıldız hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibidir. Borçluya ödeme emri tebligatı yapılmamış, ancak borçlu tarafından 18/07/2007 tarihinde itiraz edilmekle takibin durdurulması sağlanmış, alacaklı vekili tarafından da İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2007/784 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davasının açıldığı tespit edilmiştir.
Borçlunun icra mahkemesine getirdiği başvuru nedenleri takip şekli itibariyle icra dairesine yapılacak itiraz niteliğinde olup, itirazla da takibin durdurulduğu anlaşıldığından bu hususlar ancak alacaklının açtığı itirazın iptali davasında değerlendirilebilir.
Mahkemece belirtilen nedenlerle istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.