8. Hukuk Dairesi 2010/6 E. , 2010/2965 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Silifke Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 06.07.2004 gün ve 452/809 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, miras yolu ile intikal, taksim, hibe ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı kadastro çalışmalarında tesbit dışı bırakılan bir parça taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın taşlık-çalılık olarak tesbit dışı bırakıldığını, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, edinim koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne teknik bilirkişinin 1.4.2004 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 939,34 m2 taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro Müdürlüğünün karşılık yazısına ve teknik bilirkişinin raporuna göre, dava konusu taşınmaz 1966 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 766 sayılı Tapulama Yasasının 2. maddesine göre taşlık ve çalılık vasfı ile tesbit dışı bırakılmıştır. Dava konusu taşınmazın davacının anneannesinden miras yolu ile intikalen ve taksimen davacının annesine kaldığının, onunda davacı kızına bağışladığının, dava tarihinden geriye doğru yirmi yıldan çok daha fazla süredir arpa-buğday ekilmek suretiyle kullanıldığının, eklemeli zilyetlik koşullarının oluştuğunun yerel bilirkişi ve tanıklar, 1976 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarında orman sınırları dışında bırakılan ve orman sayılmayan yerlerden olduğunun ormancı bilirkişi; tarım arazisi vasfında bulunduğunun ziraatçı bilirkişi tarafından bildirilmesi üzerine davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu taşınmaz bölümü taşlık ve çalılık niteliği ile tesbit dışı bırakılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/8-219 Esas ve 273 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşlık ve çalılık niteliğindeki yerler orman kadastrosunun yapıldığı tarihe kadar 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi uyarınca orman sayılır. Somut olayda dava konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu yerde 1977 yılında kesinleşen orman sınırlandırma harita ve tutanaklarına, uzman bilirkişi raporuna göre orman sayılmayan ve nitelik kaybı nedeniyle orman sınırları dışına çıkarılmayan yerlerden olduğu benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarına göre çalılık niteliği ile tesbit dışı bırakılan bir yer orman sınırlandırmasının yapıldığı tarihe kadar 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi karşısında orman sayılır. Kural olarak bir yerin olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılabilmesi ve tapu siciline tescili için taşınmazın kazanılmaya elverişli yerlerden olması gerekir. Dava konusu taşınmazın 1977 yılına kadar orman sayıldığının kabulü gerektiğine göre, böyle bir yer üzerinde bu tarihe kadar sürdürülen zilyetlik kimseye herhangi bir hak bahşetmez. Niza konusu taşınmaz taşlık ve çalılık vasfı ile tesbit dışı bırakıldığına göre orman sınırlandırma işlemlerinin kesinleştiği tarihden dava tarihine kadar TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Yasanın 14 ve 17. maddelerinde yazılı tüm olumlu ve olumsuz koşulların oluşması gerekir. Öte yandan yerel bilirkişi ve tanıklar dava konusu taşınmaz üzerinde imar-ihya faaliyeti yapıldığından söz etmemişlerdir. Bu halde dava konusu taşınmazın tesbit dışı bırakılma tarihindeki niteliğine ve ormanla ilişkisinin kesildiği tarihe göre sırf zilyetliğe dayanılarak tescili mümkün bulunmamaktadır. Kaldı ki, nizalı taşınmaz üzerinde halen ara ara taşlık ve çalılık kısımlar olduğu bildirildiğine göre imar-ihyanın tamamlanmış olduğundan da sözedilemez, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.