17. Hukuk Dairesi 2015/9683 E. , 2018/4183 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 03/11/2012 tarihinde, müvekkillerinin eş/baba/oğul/kardeşleri Emniyet Müdürlüğü"nde görevli olup, kaza esnasında kontrol amaçlı uygulama yapan ..."un, davalıların işleten ve trafik sigortacısı oldukları kamyonun çarpması sonucu olay yerinde vefat ettiğini, kazanın kamyon sürücüsünün kusurundan kaynaklandığını belirterek, davacı eş ... için 60.000,00 TL., kızı ... için 10.000,00 TL. ve oğlu ... için 10.000,00 TL destekten destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan ... Sigorta AŞ yönünden poliçe limiti ile sınırlı olarak, davalı ...Kireç Ltd.Şti yönünden olay 03/11/2012 tarihinden, ... Sigorta AŞ yönünden dava tarihinden itibaren avans faizi ile müştereken ve müteselsilen, eş ... için 60.000,00 TL., kızı ... için 50.000,00 TL., oğlu ... için 50.000,00 TL., anne ... için 25.000,00 TL ve kardeşler ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden her biri için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın 03/11/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile davalı ... şirketinden tahsilini talep etmiş, 19.12.2014 tarihli dilekçe ile davacı ... için 137.919,93 TL, ... için 28.336,98 TL, ... için 41.476,34 TL olarak maddi tazminat taleplerini ıslah etmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile, davacı ... için 137.919,93 TL, ... için 28.336,98 TL, ... için 41.476,34 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ... için dava tarihinden itibaren ve poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla, davalı ... Şirketi için kaza tarihi olan 03/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, davacı ... için 15.000,00 TL, ... için 10.000,00 TL, ... için 10.000,00 TL, davacı ... için 10.000,00 TL, davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... için 5.000,00"er TL manevi tazminatın 03/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... şirketinden tahsili ile davacılara ayrı ayrı ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekilince temerrüt faizi olarak avans faizinin uygulanması istenilmiş, ancak mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa zarara neden olan ve davalı limited şirketinin işleteni bulunduğu araç ticari amaçlı kamyon olup ticari faaliyet sırasında zarara neden olmuştur. Bu itibarla davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde yasal faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
3-6098 sayılı TBK."nın md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de
takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı eş Yeşim, anne Kakil ve çocuklar ... ve ... için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 16/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.