Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2008/9-391
Karar No: 2008/392
Karar Tarihi: 14.05.2008

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/9-391 Esas 2008/392 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı işverenin, matbu kamu kurumuna nakil dilekçesini tekrar imzalattığı ve davacının ihtirazı kayıtla bu belgeyi imzaladığı ve nakil istemine karşı çıktığını açıkladığı, ancak davalı işverenin davacı ile ilişkilerinin sonlandığı şeklindeki savunması doğrultusunda, davacının işyeri şahsi sicil dosyası getirtilerek, davacının iş sözleşmesi ilişkisinin sonlandırıldığı ve davalı işverence bildirimde bulunulduğu tarih araştırılarak, öncelikle davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca, iş sözleşmesi feshedilen işçinin, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde dava açması gerekir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/3. maddesi gereği; \"mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay ilgili Dairesinin vereceği kararın kesin olması \" hükmünden, Yargıtay Özel Daire kararının kesin olduğu, dire
Hukuk Genel Kurulu         2008/9-391 E.  ,  2008/392 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kadıköy 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 26/02/2008
    NUMARASI : 2007/1331-2008/75

    Taraflar arasındaki “İşe İade” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 2.İş  Mahkemesince davanın reddine dair verilen 15.03.2007 gün ve 2006/186 E., 2007/59 K.  sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay  9.Hukuk Dairesinin 15.10.2007 gün ve 16035-30210  sayılı ilamı ile; (...İş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiğini belirten davacı,  feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece savunmaya değer verilerek, davacının 4046 sayılı yasa kapsamında kamu kurumuna naklinin yapıldığı, iş sözleşmesinin feshedilmediği, iş sözleşmesi sona ermediği gibi, 4046 sayılı yasa uyarınca özelleştirilen kurum personelinin iş güvencesi kapsamında olmadıkları, işe iade talep edemeyecekleri gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine göre, davalı işyerinin Kasım 2005 ayında özelleştirilerek, hisse devrinin tamamlandığı, davacının davalı işyerinde kapsam dışı personel olarak iş sözleşmesi ile çalıştığı, özelleştirme ve hisse devri ile davacının 4857 sayılı İş Kanunu"nun kapsamına girdiği, davacının 2006 yılı başında 4046 sayılı yasanın 22.maddesi uyarınca kamu kurumlarına nakil için talepte bulunduğu, ancak nakil olmadan bu talebinden vazgeçtiği ve davalı işveren ile iş sözleşmesi imzalamak istediğini açıkladığı, ancak davalı işverenin iş sözleşmesi ilişkisini devam ettirmemek için, matbu kamu kurumuna nakil dilekçesini tekrar imzalattığı, davacının ihtirazı kayıtla bu belgeyi imzaladığı ve nakil istemine karşı çıktığını açıkladığı, davalı işverenin davacı ile ilişkilerinin 18.04.2006 tarihinde sonlandığını savunduğu, davacının 13.09.2006 tarihinde uzman olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na atandığı ve bu tarihte buradaki görevine 657 sayılı yasa kapsamında başladığı anlaşılmaktadır.
    Somut uyuşmazlıkta davacının, 4046 sayılı yasa kapsamında kamu kurumuna nakledilmesi, iş sözleşmesi ilişkisinin sona erdirildiği ve statü hukukuna tabi olma ilişkisinin başladığı anlamına gelmektedir. Bu nedenle mahkemenin, “iş sözleşmesinin feshedilmediği, iş sözleşmesi ilişkisinin sona ermediği” şeklindeki değerlendirmesi yerinde değildir. Ancak bu nakilde önemli olan hangi tarafın istekte bulunduğudur. Dosya içeriğine göre, davacı işçinin isteği dışında nakledildiği ve iş sözleşmesi ilişkisinin davalı işveren tarafından sonlandırıldığı sabittir. Ancak davalı işveren davacı işçi ile iş sözleşmesi ilişkisinin 18.04.2006 tarihinde sona erdiğini belirtmektedir. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20.maddesi uyarınca, iş sözleşmesi feshedilen işçinin, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde dava açması gerekir. Davalı savunması doğrultusunda, davacının işyeri şahsi sicil dosyası getirtilerek, davacının iş sözleşmesi ilişkisinin sonlandırıldığı ve davalı işverence bildirimde bulunulduğu tarih araştırılarak, öncelikle davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

      HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 8.12.2004 gün 2004/654 Esas, 664 Karar ; 12.4.2006 gün  2006/9-211 Esas, 195 Karar ; 18.10.2006 gün 2006/9-621 Esas, 673 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; 4857 sayılı İş Kanununun 20/3.maddesinde yer alan “mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay ilgili Dairesinin vereceği kararın kesin olması ” hükmünden, Yargıtay Özel Daire kararının kesin olduğu, bunun için de direnme kararına konu edilemeyeceğinin, bir başka ifadeyle, bozma kararına karşı direnme yolunun kapalı bulunduğunun belirtilmiş olması karşısında Özel Dairenin bozma kararına bu nedenle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA  istek halinde temyiz peşin harcının iadesine  14.05.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi