5. Ceza Dairesi Esas No: 2018/7174 Karar No: 2021/5568 Karar Tarihi: 11.11.2021
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/7174 Esas 2021/5568 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkum edilen sanığın zincirleme nitelikli zimmet suçu işlediğine hükmetti. Ancak, zimmet suçu için öngörülen cezanın alt sınırının beş yıl hapis cezası olduğu göz önüne alınarak, sanığa ek savunma hakkının verilmesi gerektiği vurgulandı. Savunma hakkının istinabe yoluyla alınmasının 5271 sayılı CMK'nin 196/2. maddesine aykırılık teşkil ettiği belirtildi. Mahkeme ayrıca, sanık hakkında etkin pişmanlık sebebiyle 5237 sayılı TCK'nın 248/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmediğini, hesap hatası sonucu eksik ceza tayini yapıldığını ve kazanılmış hakkın gözetilmediğini belirtti. Bu sebeplerle, kararın bozulmasına karar verildi. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5271 sayılı CMK'nin 196/2. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 248/1. maddesi, CMUK'un 326/son maddesi, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri.
5. Ceza Dairesi 2018/7174 E. , 2021/5568 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasında verilen mahkumiyet hükmünün Dairemizin 20/10/2016 tarihli, 2014/6854 Esas ve 2016/8472 sayılı Kararı ile sanığa isnat edilen eylemin zincirleme nitelikli zimmet suçunu oluşturacağından bahisle bozulduğu, zimmet suçu için kanunda öngörülen cezanın alt sınırının beş yıl hapis cezası olması karşısında, sanığa anılan suçtan ek savunma hakkının mahkemesince verilmesi gerekirken, istinabe yoluyla ... Asliye Ceza Mahkemesince alınan savunma ve ek savunmasına itibar edilerek hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 196/2. maddesine muhalefet edilmesi, Kabule göre de; Sanığın zimmete konu parayı en son 19/06/2006 tarihinde ödediği, soruşturmanın ise İl Milli Eğitim Müdürlüğünün 23/10/2007 tarihli suç ihbar yazısı üzerine 24/10/2007 tarihinde başladığı, bu itibarla etkin pişmanlığın soruşturma başlamadan önce gerçekleştiği anlaşılmakla, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 248/1. madde ve fıkra hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Sanık hakkında hesap hatası sonucu netice cezanın 7 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası yerine 6 yıl 21 ay 22 gün hapis olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini, Sanık müdafin temyizi üzerine Dairemizin 20/10/2016 tarihli, 2014/6854 Esas ve 2016/8472 Karar sayılı ilamı ile bozulan 09/06/2010 tarihli, 2009/68 Esas ve 2010/227 sayılı mahkumiyet Kararında sanığın neticeten 2 yıl 7 ay 7 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği halde, bozmadan sonra kurulan hükümde kazanılmış hakkı gözetilmeyerek, 6 yıl 21 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle CMUK"un 326/son maddesine aykırı davranılması, Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA 11/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.