Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6.İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.02.2007 gün ve 2004/1048 E. 2007/89 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 11.06.2007 gün ve 19711-18574 sayılı ilamı ile; (...Akdin feshini müteakip düzenlendiği anlaşılan ve altındaki imza davacı tarafından kabul edilen, hata ve ikrah ile alındığı kanıtlanamayan ibranamede davacı fazla mesai, alacağını aldığını ve işvereni ibra ettiğini bildirdiğinden, ibranamede ihtirazi kayıt bulunmadığından, ibraname sebebi ile anılan alacak isteğinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, işçilik alacakları istemine ilişkindir.
Davacı, İnterbank’ta çalışmakta iken, bankaya TMSF tarafından el konulmasını müteakip, önce bankanın Etibank AŞ ile birleştirildiğini, arkasından Etibank’ın da yönetim ve denetiminin TMSF’ye devredilmesi üzerine bankanın, ......Fon Bankası AŞ’nin idaresine geçtiğini, bu devir dönemlerinde çok uzun sürelerde çalışmalar yapıldığını, iş aktinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının iş aktinin ekonomik gerekçelerle zorunlu olarak, dolayısıyla haklı nedenlerle feshedildiğini, davacının fazla mesai alacak hakkının bulunmadığını, kaldı ki dava konusu fazla çalışma ücreti alacağı nedeni ile davacı işçinin kendilerini ibra ettiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini cevaben bildirmiştir.
Dosya kapsamına göre; davacı işçinin davalıya ait işyerinde çalıştığı, davacının iş aktinin davalı işverence feshedildiği ve davacı işçinin fesih tarihi itibarıyla ibraname imzaladığı ancak, her ne kadar bu tarih itibarıyla kıdem, ihbar ve izin ücreti bordrosu düzenlenmiş ve ibraname ile de bu alacakların ödendiği belirtilmişse de, banka kayıtlarına göre bu paraların daha sonraki bir tarihte bankaya yatırıldığı anlaşılmaktadır.
Sözü edilen ibraname de; “fazla çalışmaların karşılığı olan ücretinin ödendiği ve bir alacağının kalmadığı” ifade edilmektedir. Davalı işveren savunmasında fazla çalışmanın bulunmadığını bildirmesine karşılık, düzenlenen ibranamede fazla çalışma ücretinin ödendiğinin belirtilmesi, ayrıca ibranamede işçinin, iş aktinin feshi tarihi itibarıyla bütün haklarını aldığını beyan etmesine rağmen ödemenin daha sonraki bir tarihte yapılmış olması nedeni ile ibraname ile savunma arasında çelişki meydana geldiği ve davacı işçinin anılan alacaklarını alabilmek için mezkur ibranameyi imzalamak zorunda bırakıldığı sonucuna varılmaktadır.
Bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 15.05.2002 gün ve 2002/9-418 E, 2002/392 K; 12.04.2006 gün ve 2006/9-192 E, 2006/156 K; 19.09.2007 gün ve 2007/9-645 E, 2007/596 K. sayılı ilamlarında da aynen benimsenmiştir.
Hal böyle olunca, sözü edilen ibranamenin geçersiz olduğu yönündeki direnme hükmü yerinde ise de; hükmedilen işçilik alacaklarının miktarına ilişkin davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı hükmedilen işçilik alacaklarının miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 9.Hukuk Dairesine Gönderilmesine, 14.05.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.