22. Hukuk Dairesi 2017/12608 E. , 2018/10750 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin şirketten haksız kazanç temin ettiği, hırsızlık yaptığı, maddi çıkar sağladığı yönünde yönünde asılsız ithamlarda bulunulması, fazla çalışma ücreti ve prim ödemelerinin yapılmaması, sigorta primlerinin eksik ödenmesi ve bazı aylarda hiç ödenmemesi nedeni ile 02.06.2011 tarihli ihtarname ile haklı sebeple iş sözleşmesini feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ve birkısım işçilik alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalılar, davacının herhangi bir alacağı bulunmadığını savunmuş ve davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda ,fazla çalışma ve ödenmeyen prim alacağı bulunduğunun ispatlanamadığı, savunma istem yazısındaki hususların davacının kişilik haklarına yönelik saldırı niteliği taşımadığı bu sebeplerle haklı fesih koşullarının da oluşmadığı belirtilerek emsal dosyalar doğrultusunda davanın tümü ile reddine karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği konusu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davalılara ait işyerinde müşteri temsilcisi olarak çalışan davacı ve aynı işyerinde çalışan üç arkadaşı, 02.06.2011 tarihinde davalılara gönderdikleri ihtarname ile, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının ödenmemesi, sigorta primlerinin eksik yatırılması, hırsızlık yapıp maddi çıkar sağladıkları yönünde asılsız ithamlarda bulunulması nedeni ile haklı sebeple iş sözleşmelerini feshettiklerini bildirmişlerdir.
Dosya içeriğine göre, davacının bir hafta beş gün 09:30-18:00 arasında günlük bir saat ara dinlenme ile haftada 37,5 saat çalıştığı; diğer hafta ise aynı saatler arasında altı gün ve haftada 45 saat çalıştığı ve fazla çalışma yapmadığı anlaşılmaktadır. Yine davacının sabit ücret dışında ödenmeyen prim alacağı bulunduğunun ispatlanamadığı konusunda mahkemece yapılan tespitte de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacıya ve arkadaşlarına sözleşmelerini haklı sebeple feshetme imkanı tanıyacak biçimde kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığı da emsal nitelikteki Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 19.12.2014 tarih, 2013/4556 esas- 2014/38946 karar; 2013/4557 esas- 2014/38945 karar ve Dairemizin 22.11.2017 tarih, 2017/12718 esas- 2017/25818 karar sayılı kararları ile benimsenmiştir.
Ne varki, davacıya ait Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre, sigorta primlerinin işe girdiği tarihten Eylül 2010 tarihine kadar "6" (kısmi süreli ) eksik gün bildirim kodu ile aylık 30 günün altında (20, 23,24, 27 gün) ödendiği anlaşılmaktadır. Davacı ve davalı tanıklarının ortak beyanlarına göre yukarıda açıklandığı üzere davacının tüm çalışma dönemi içerisinde bir hafta 37,5 saat, diğer hafta 45 saat çalıştığı anlaşılmaktadır.
Normal haftalık çalışma süresinin tam süreli çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az olarak belirlendiği iş sözleşmesi “kısmî süreli iş sözleşmesi” dir. Emsal işçiye göre kırkbeş saat olarak belirlenen normal çalışmanın taraflarca otuz saat ve daha altında kararlaştırılması halinde, kısmi süreli iş sözleşmesinin varlığından söz edilir.
Hernekadar davalı taraf Eylül 2010 tarihine kadar davacının çağrı usulü ile çalıştığını iddia etmişse de bu husus da usulünce kanıtlanmış değildir.
Bu durumda, sigorta primlerinin tam süreli çalışanlara göre eksik ödendiği anlaşıldığından davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshetme imkanı bulunmaktadır. Kıdem tazminatı talebinin hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile reddedilmiş olması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.