Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/10104 Esas 2017/2427 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10104
Karar No: 2017/2427
Karar Tarihi: 28.03.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/10104 Esas 2017/2427 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/10104 E.  ,  2017/2427 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.10.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KARAR
    Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili, ...İlçesi,... Köyü... parsel sayılı taşınmazın tarafların müşterek miras bırakanı.... oğlu ...’e ait olduğunu, taraflar arasında aynen taksimi mümkün olmadığından ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... ve ... tarafından verilen cevap dilekçesinde, babaları ...’ün vefatı üzerine kendilerinin arsa üzerine evler ve samanlıklar yaptıklarını ve kimsenin itiraz etmediğini, davacıların arsada ve arsa üzerindeki yapılarda hakları olmadığını, ...’ün arsa üzerinde 110 m2 ev ile yanına mutfak ve ambar yaptırdığını, Selahaddin’in ise babasından kalan evi yıkılmaması için onardığını, ambar evini yaptığını belirtmişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “İspat Yükü” başlıklı 6. maddesine göre:
    “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
    Somut uyuşmazlıkta; yargılama sırasında davalı ... aynen taksim istemiş; muhdesat iddiasında bulunmuş, ayrıca .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden alınan mülkiyetin tespiti davasında da muhdesatın kendisine aidiyetine karar verildiğini bildirmiş, satış bedelinin bu durum göz önüne alınarak dağıtılmasını savunmuştur.
    Hal böyle olunca davalı ...’ün iddiasını kanıtlaması gerektiğinden yapılacak keşif masrafının davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken, yalnızca ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep eden davacı taraftan tahsiline karar verilmesi ve yatırılmadığından söz edilerek davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.