BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/617 Esas 2019/330 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2016/617
Karar No: 2019/330
Karar Tarihi: 21.05.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/617 Esas 2019/330 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/617 ESAS
KARAR NO : 2019/330 KARAR
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 06/06/2016
KARAR TARİHİ: 21/05/2019
Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; 07.01.2013 tarihinde "..." adresindeki kendilerine sigortalı bulunan ...Şti.'nin faaliyette bulunduğu işyerindeki malların, kanalizasyon hattının arızalanması neticesinde marketin alt kat deposuna su sirayeti neticesi hasara uğradığını, işbu dava ile de sigortalısına ödediğini iddia ettiği 12.681,00-TL'lik hasar bedelinin, ödeme tarihi ulan 19.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte rücuen tazminine karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Dava zaman aşımına uğradığından dolayı başkaca herhangi bir araştırma yapılmadan açılan davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, zira Türk Borçlar Kanunu 73. Madde gereğince işbu davada iki yıllık zamanaşımı süresinin öngörülmediğini, ancak davacı taraf ödemeden itibaren bahsi geçen süreyi geçirdiğinden davanın reddi gerektiğini ifade etmiş ve bu nedenle de zaman aşımı itirazında bulunulduğunu, atıksu parsel bacası ile kanalizasyon şebekesi arasında kalan bağlantı kanalının bakım ve işletmesi gayrimenkul sahiplerinin sorumluluğunda olduğunu, gayrimenkul sahiplerinin bağlantı kanalında meydana gelebilecek tıkanıkları açtırmakla yükümlü olduğunu, dahili tesisatta meydana gelen hasarlardan bina maliklerinin sorumlu olduğunu, su baskınlarına ve dışarıdan gelecek su sızıntılarına karşı ilgililer tarafından betonarme tecrit duvarının yapılmasını, perde beton, ızgara vb. tedbirlerin alınmış olması ve muhtemel su baskınlarına karşı tahliye pompasının bulundurulması gerektiğini, fen ve sanat kurallarına uygun yapı yapmayanlar uğranılan zararların tazmininin istenemeyeceği ifade edildiğini, buna ilave olarak davalı idarenin dava konusu bedelden sorumlu olması için ortada bir zarar olması gerektiğini bu zarar idarenin eylem ve işleminden kaynaklanmalı bu zarar ile idari işlem veya eylem arasında uygun nedensellik bağı olması gerektiğini, söz konusu olay bu şartların birlikte gerçekleşmediğini, çünkü meydana gelen zarar ile davalı ... arasında uygun illiyet bağı olmadığının ifade edilmiş olduğunu, Türk Borçlar Kanun 49. Maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir fiile başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile ahlaka aykırı bir fiile başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, dava konusu olayda davalı idarenin hukuka aykırı bir fiili bulunmadığı gibi kusuru da bulunmadığını, söz konusu adreste yağmur sularından dolayı bir zarar meydana gelmişse oluşan zararın yağmur suların uzaklaştırması ile ilgili tesislerin yapılması veya bu tesislerin işletilmesinden yasa gereği sorumlu olan Büyükşehir Belediyesi veya ilgili ilçe belediyesi tarafından tazmini gerektiğini, husumet yönünden davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 09/02/2018 tarihli ara karar gereğince bir inşaat mühendisi ve bir bankacı bilirkişi seçilerek keşif yapılmasına karar verilmiş olup, keşif 28/09/2018 günü yapılmıştır.
24/10/2018 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Altyapı sistemlerinde esas olan atık su ve yağmur suyu kanallarının ayrık sistem olarak yapılması ve çalıştırılması olduğu, sadece atıksuları taşıyacak kesitte projelendirilen atık su kanallarının yağmur suyunu da taşıması beklenmemesi gerektiği, yağmur suyu kanalı yapılması gereken yerlerde ayrıca bir yağmur suyu kanalı projelendirilerek yapılması gerektiği, gerek çatı sularının atık su kanallarına bağlı olması ve gerekse yüzeysel yağmur sularının atık su kanalına girmesi durumunda atık su kanalını bu ani su debisini taşımayarak tam kesit basınçlı bir sistem gibi çalışması ve en düşük kotlu yerleri basmasının kaçınılmaz olduğu, bunun için düşük kollu bodrum katlarının mevcut atık su kanalına bağlantı yaparken gerekli tedbirleri alarak bağlantı yapması ve çatı sularının mutlak suretle atık su parsel bağlantılarına değil yağmur suyu kanallarına gidecek şekilde yola verilmesi gerektiği, yürürlükte olan mevzuata göre yağmur suyu kanallarının yapımı ana arterlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ara sokaklarda da İlçe Belediyelerinin sorumluluğunda olduğu, 28.09.2018 tarihinde Mahkeme Heyeti ve taraf vekilleriyle birlikte bilirkişi heyetimizce yerinde yapılan incelemede söz konusu bölgede atıksu kanalının mevcut olduğu ancak herhangi bir yağmur suyu kanalının mevcut olmadığı tespit edildiği, davaya konu tarihte dosya eki fotoğraflardan da görüldüğü üzere atıksu kanalına yüzeysel yağmur suları girdiği, atık su kanalına bu yoğun su debisini taşıyamadığından söz konusu parseli su bastığı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 21/12/2018 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereğince tarafların itirazlarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
30/01/2019 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda; 28.09.2018 tarihinde Mahkeme Heyeti ve taraf vekilleriyle birlikte bilirkişi heyetimizce yerinde yapılan incelemede, söz konusu bölgede atıksu kanalının mevcut olduğu ancak herhangi bir yağmur suyu kanalının mevcut olmadığı yani mevcut dava konusu parselin birleşik sistem kanalizasyon şebekesine bağlı olduğu tespit edildiği, davaya konu tarihte dosya eki fotoğraflardan da görüldüğü üzere atık su kanalına yüzeysel yağmursuları girdiği, atık su kanalına bu yoğun su debisini taşıyamadığından söz konusu parseli su bastığı, ... atık suların Kanalizasyon Deşarj Yönetmeliği Madde 14.(I2.bendi) “Birleşik sistem kanalizasyon şebekesine bağlı veya bağlanacak olan binaların bodrum katlarının atık suları, yer çekimi ile akıtabilse dahi taşınmaz, sahibi parsel çıkış bacasında atık suyun geri gelmesini önleyecek tedbirleri almak mecburiyetindedir. Aksi takdirde binaların uğrayabileceği zarardan idare mesul olmaz.” hükmüne rağmen davacı parselin birleşik sistem kanalizasyon şebekesine geri tepme vb. baskınlara karşı bir güvenlik önlemi olarak çekvalf veya benzeri herhangi bir tedbir almadan bağlantı yaptığı ve kullanılmaması şartıyla ruhsat almış olduğu depodaki mallarının zararın geri tepme sonucu zarar gördüğü tespit edildiği, bu hususlar kök raporda tespit kısmında izah edildiğini kök raporun sonuç kısmında tekrarı mucip görülmediği, kök raporda belirtilen tespitler ek raporda da aynen geçerli olduğu, davalı vekili tarafından iddia edildiğinin aksine bilirkişi heyetinde herhangi bir hukuk bilirkişisi olmadığından yalnızca konuyla ilgili görevlendirilen bilirkişilerin uzman olduğu hususlar tespit edilerek davanın zaman aşımı vb. hukuki hususlarla ilgili herhangi bir hukuki mütalaada bulunulmadığı kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK'nın 1472. Maddesi uyarınca sorumlu davalı kurumdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ile dava dışı sigortalı arasında 08/12/2012 - 08/12/2013 tarihlerini kapsayan, 13421911 numaralı, Askip Sigorta Poliçesi imzalandığı, 07/11/2013 tarihinde meydana gelen yağış nedeniyle yağmur sularının sigortalı işyerinin bulunduğu sokak üzerindeki işyerinin bodrum katına yayılması nedeniyle 12.681,00-TL hasar meydana geldiği, zararın sigorta şirketi tarafından sigortalısına 19/04/2013 tarihinde ödendiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; dava konusu hasarın kaynağı, zarar miktarı ve oluşan zarardan davalının sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23/11/2010 Tarih ve 2009/6003 E. 2010/11909 K. İle 05/11/2012 Tarih ve 2011/10564 E. 2012/17354 K.sayılı kararlarında da işaret edildiği üzere TBK.nun 69. (Mülga 818 sayılı B.K'nun 58) maddesi uyarınca, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Bu maddedeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan "ağırlaştırılmış" bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu gibi hallerde, zarar ile özen eksikliği arasında uygun illiyet bağının varlığı sorumluluk için yeterlidir. Uygun illiyet bağı mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru sonucu kesilirse, sorumluluktan söz edilemez.
Davalıya ait atık su kanalizasyon borusu da madde de açıklanan "imal olunan şey" kavramına dahil olup, davalı bu boruların kötü yapılmasından veya muhafazasından kaynaklanan zarardan kusursuz sorumludur.
2560 sayılı ... kuruluş ve Görevleri hakkındaki kanunun 2/b.maddesinde, ...'nin kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek görevinin olduğu, 25. Maddeye göre yağmur sularının uzaklaştırılması ile ilgili tesislerin yapılması veya bu tip tesislerin işletilmesi, gerekli harcamalar ilgili belediyelerce karşılanmak şartıyla ... tarafından yerine getirileceği hüküm altına alınmıştır.
Söz konusu hasarın aşırı yağmur nedeni ile alt yapının yetersiz olmasından kaynaklandığı, Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliğinin Madde 14. gereği sigortalı işyerinin bulunduğu yerlerde parsel çıkışında atık suların geri tepmesini önleyecek sistemin (bodrum katlardaki kanal bağlantılarının geri tepme klapesi, checkvalf) varlığı hukuki bir zorunluluk ise de Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2013/2875 E. 2013/18893 K.sayılı vb. kararlarında da işaret edildiği üzere, sigortalı işyerinin bulunduğu yerlerde parsel çıkışında atık suların geri tepmesini önleyecek sistemi (Çek-valf) mevcut olmasa bile bu durumun davalının kusursuz sorumluluğunun ortadan kaldırmadığı, bu durumun illiyet bağını kesen neden olarak kabul edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Dava konusu edilen zararın oluşumunda davalı ...'nin mi yoksa davacının sigortalısının mı kusurlu olduğunun tesbiti yönünden yapılan incelemede;
2560 sayılı yasanın 1-2. maddesindeki içme/kullanma suyu, tesis/bakım/onarım mükellefiyetlerinin davalı ... tarafından gereği gibi yerine getirilmediği, hasarın oluşumunda atık su kanalı yanında ayrıca yağmur suyu kanalı bulunmamasının önemli rol oynadığı hususu ile birlikte, B.K.nun 58.maddesi hüküm uyarınca bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin malikinin, o şeyin fena yapılmasında yahut muhafazasındaki kusurundan dolayı sorumlu olacağı esasından hareketle, davalı ...'nin kusurunun yanında, davacı şirkete sigortalı işyerinin atık su kanalına yapılan bağlantıları usulüne uygun olarak yapmadığı, ayrıca bodrum katın depo olarak kullanılmamasına yönelik ruhsat alındığı halde bodrum katın depo olarak kullanıldığı, bu durumda dava dışı sigortalı ve davalının müterafik kusurlu olduğu, oluşan zarar miktarından tarafların % 50 oranında sorumlu tutulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, hasar bedelinin % 50'si oranındaki 6.340,50-TL hasardan davalı ...'nin sorumlu tutulması gerekmekle, açılan davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile 6.340,50-TL'nin 19/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Alınması gereken 433,12-TL harçtan peşin alınan 216,60-TL nin mahsubu ile eksik kalan 216,52-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı taraftan karşılanan 244,65-TL Harç Bedeli (24,30-TL BH, 216,60-TL PH, 3,75-TL VH), 1.000,00-TL Bilirkişi Ücreti ve 339,30-TL Tebligat Gideri olmak üzere toplam 1.583,95-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 791,97-TL'nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraftan karşılanan 14,00-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 7,00-TL'nin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE, bakiye miktarın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince red ve kabul oranına göre reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Sarf edilmeyen gider/delil avansının kararın kesinleşmesi sonrası ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip ...
e-imzalı
Hakim ...
e-imzalı
Bu Belge, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.
